Aylin Kotil artık pek genç olmasa bile güzel bir hanımdır. Meşhur Mustafa Sarıgül'ün eski eşidir. Magazin basınımızın züppeleri "ex" tabir ediyorlar.
Aylin Hanım hem baba ve amca durumundan hem de eski koca durumundan "duble CHP'li" sayılır. Sarıgül'den ayrıldıktan sonra yeniden evlendi. Sarıgül'ün "bir türlü CHP'yi ve/veya İstanbul'u ele geçirememiş" olmasına mı daha fazla katlanamadı yoksa başka özelliklerine mi, bilmiyoruz, bilmek de istemiyoruz.
İşte bu Aylin Hanım, geçenlerde İstanbul'dan Ankara'ya tek başına bir yürüyüşe çıktı. Duyduğumuza göre de bu sıcakta Kızılcahamam'a yirmi kilometre yaklaşmış.
Basın "duran adama" pek ilgi göstermişti ama "yürüyen kadını" fazla ciddiye almadı.
Aylin Hanım'ın gözüne ne görünmüş de Mussolini'nin Napoli'den Roma'ya yürüyüşü gibi yirmi gündür İstanbul'dan Ankara'ya yürüyor?
"Seçim barajının düşmesini" istiyormuş da onun için.
Bu amaçla T-Shirt bile yaptırmış, göğsünde "bubarajdüşecek" yazıyor, tek kelime.
Aylin Hanım'ı seçim barajı niçin germiş? Ona neymiş? Kendisi CHP taraftarı olmaktan öte bir fonksiyona mı sahip? Ayrıca CHP'nin barajla ilgili bir sorunu mu var ya da olabilir?
Canım, vatandaş olaraktan işte...
Kendisi "Y kuşağından" da sayılmaz, tam kırk üç yaşında ama bilinç meselesi.
Yüzde 10 seçim barajının düşmesinin CHP'ye bir faydası yok, çok küçük yüzdelerde dolaşan ve dolaşacak "marjinal" partilere de yaramaz ama AKP'ye bir miktar zararı dokunabilir, ondan herhalde...
İktidar da seçim barajını zaten yüzde 7 ya da 8'e düşürmeye hazırlanıyor ama bu "yüzde 5" bekleyenleri tatmin etmeyecek. Dolayısıyla, Aylin Hanım bu sıcakta boşuna yürüyor.
Bu arada evine hırsız girmiş.
Fakat biraz tuhaf bir hırsız bu...
Evi didik didik etmiş, yeni eşinin ve kendisinin pasaportlarını çalmış, fotoğraf makinesini ve bazı yüzükleri de almış fakat altınlarına ve diğer ziynet eşyalarına dokunmamış.
Aylin Hanım, "başka sebepler aramak istemiyorum ama olay düşündürücü" demiş.
Ne yani, hani şu "barış sürecini beğenmeyen" bir gazetecinin evine girilip de bilgisayar disketlerinin çalınması gibi bir durum mu var ortada?
"Gerekirse Brüksel'e kadar yürürüm" diyen Aylin Hanım'ın yurtdışına çıkışı mı önlenmek isteniyor? Yeni pasaport çıkartmak dört günlük iş.
Yoksa, elde Mustafa Sarıgül hakkında yeterince bilgi ve belge yok da bir de Aylin Hanım'ın hücceti mi karıştırılıyor? (Oysa Deniz Baykal'a bir telefon yeterlidir.)
Yoksa yoksa, salak hırsız gerdanlıkları bulamamış da bu basit bir zabıta vakası mıdır?
Âleme nizam ve intizam vermeye çalışırken kendi paçasını toplayamayanlar vardır da hani... Öyle bir durum mu?
Hırsıza selam, yürüyüşe devam, ha gayret, az ilerisi Kargasekmez, Keçiören'e sapma, Etimesgut üzerinden her bahtı karanın görmek istediği yerdesin.
