Depremi tam 10 saniye önce tespit ediyorlarmış...
Birtakım "sensörler"...
Bunları Kandilli yapmış ve yüzden fazla noktaya yerleştirmiş.
Evlere değil ama.
Stratejik kurum ve kuruluşlara.
Endüstri tesislerine.
O da, ancak talep ederlerse.
Bravo. On saniyede nasıl boşalır orası...
Herkes kaçar.
Önce makineler durdurulur.
On saniye ne demek... Bol vakit!

***

Bunlara inanmamızı bekliyorlar.
On saniyede herif ceketini alamaz askıdan...
Evlerde hiç yok. Olsa ne olacak?
Diyelim ki saat sabahın 4.17'si...
Adam uyanık.
Akşamdan mı kalmış da uyku tutmamış?
Belki çişi gelmiştir de kalkmıştır.
Diyelim ki başucunda duruyor cep telefonu ve de bir uyarı geliyor.
"On saniyeye kadar deprem olacak, kaçın"...
Yok, öyle demiyordur.
Açıklaması vardır uzun uzun.
Adam bunu okuyacak...
Çok çok büyük bir ihtimalle okumayacak, çünkü telefon ikide bir zırt zırt çalıyor.
"Arkadaş gruplarından" lüzumsuz mesajlar geliyor...
"Kalktığım zaman bakarım" diyecek.
Büyük bir ihtimalle de hiç duymayacak.
Duysa ne olacak?
Uykulu gözle kalkıp kapıya mı koşacak, eşini mi uyandıracak, çocuğunu mu?

***

Peki endüstri tesisinde olsa...
On saniyede üretim mi durdurulacak? Bina mı boşaltılacak?
On saniyede kaçıncı kattan aşağı inilecek?
Binadan kaç metre uzaklaşabilecek?

***

İlgi çok zayıfmış.
Bekleyin, belki artar canım.
Birkaç can alıcı deprem daha olursa...
Şöyle birkaç milyon kişi daha giderse...


Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz