çeçen eylemciler durduk yere ve zevk için eylemi yapmadılar, seslerini dünyaya duyurmak için okul bastılar" doğrultusunda bir yazı yazan Yeni Şafak yazarı Hüsnü Mahalli'ye okurlarından tepki gelince, aynı gazetenin yazarı Kürşat Bumin, bu tepkileri haklı bulduğunu yazdı.
Özetle şöyle dedi Kürşat Bumin: - Ne yani, yüzlerce çocuğu "seslerini dünyaya duyurmak için" rehin aldıklarında mesele yok mu? Alın bakın işte, "seslerini dünyaya duyurmuş" oldular böylece, hem de hiç ummadıkları kadar... Mahalli'nin
"bazı okurları" çok haklı. Gerçekten de "kapı komşum"un "terörizm" genelinde ve Beslan'daki okul baskınına ilişkin değerlendirmeleri yenilir yutulur cinsten şeyler değil. Yanlış hatırlamıyorsam (yok yok doğru hatırlıyorum) Dr. Mahalli benzer yorumları 11 Eylül sonrasında da yapmıştı. Dr. Mahalli'ye tepkilerini ulaştıran Yeni Şafak okurlarını kutlarım... Ve onlara haddim olmayarak bu Yeni Şafak yazarını hiç boş bırakmamalarını öneririm.
Kürşat Bumin'in bu yazısını okurken, Türk basınının geleceği konusundaki iyimserliğim arttı.
"Okurdan icazetli" gazete modelinin giderek devre dışı kalması şart. Hele bu model bazılarını terörizme ve anti-semitizme iterse, işin sonu gelmez.
Bu da ancak, köşelerin özgürlüğü ve çok seslilik ile sağlanabilir.
Basında gerçek öz denetim böyle gerçekleşebilir.