TRT'ci olmak kolay değil. Çünkü kamu kaynakları ile yayın yapmak durumundalar.
Özel kanallar ne Türk müziğinin, ne de Türk edebiyatının klasiklerine hiç yer vermezler kimse sesini çıkarmaz.
TRT bunu her gün yapar. Ama kimse bunu konuşmaz bile.
Son "Alaturka Beste Yarışması" ise konuşulmaya başlandı bile.
Dün Hürriyet'te Murat Bardakçı, "Popstar'ın ucuz bir kopyası olan yarışmayı bilmem seyrettiniz mi? Seyrettiniz ise sıradan ve tatsız espriler ve zoraki metihler karşısında yüzünüzü buruşturmuş, müzik camiasında adısanı bilinmeyen kişilerin yer aldığı jüriye şaşırmış ve çok daha önemlisi, Türk'e karşı Türk Müziği'nin, daha doğrusu Türk Müziği olduğu iddia edilen bir musikinin propagandasının yapılmasından siz de benim gibi hayrete düşmüşsünüzdür" diyordu.
Akşam'da Burhan Ayeri "İlk haftanın altı eserini izlerken daha şimdiden hedefe ulaşıldığını söyleyebiliriz. İzlediklerimiz içinde 'İşte biraz daha uyumsuz' diyebileceğimiz tek parça yok. Hepsi birbirinden güzel. Güfte ve beste uyumu müthiş. Hele hele TRT'nin genç solistleri, icralarıyla hepsine başka hava verdiler. Demek ki, rating filan ikinci planda. Kurum, üstüne düşen göreve, Türk Müziğini yaşatmaya kararlı. Akıl eden, emeği geçen herkesi kutluyoruz" diye yazmıştı..
Tercüman'da Rauf Tamer ise şöyle diyordu:
- İlk cuma (önceki akşam) 6 şarkı yarıştı. Hepsi birbirinden güzel. Hicaz'la Suzidil arasına sıkışıp kalan gönlüm, hiçbir şarkıya kıyamadı. 3 şarkıyı elemek, 3 şarkıyı seçmekten daha zor geldi bana.
TRT ekranlarında tam bir alaturka dinledik. Alaturkalık ise başka bir şey... O artık Türk Sanat Müziği'nde kaldı.