Türkiye'de Merkez Bankası birkaç haftadır bilmece kutusu gibi. İçinden ne çıkacağı belli değil.
Genellikle piyasaya müdahale olarak anlatılan bir miktar döviz satışı söz konusu ve bu arada gerçeklerle tam ilişkisi bulunmayan bir faiz korkusu var.
Dün bu yazıyı yazarken Merkez Bankası politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 14 olarak belirledi.
Dolar kuru da 15 liranın üzerine çıktı.

50 YILIN EN BÜYÜK ARTIŞI
Asgari ücrete de son 50 yılın en büyük artışı yapıldı.
4 bin 253 liraya çıkan asgari ücretle dar gelirli vatandaş biraz olsun nefes alma imkânına kavuşacak.
Siyasetin, ekonomik istikrarı korumak ve toplumun refahını artırmak gibi işlevleri de var.
Asgari ücreti açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumun refahı için 25 yıldır canla başla çalışıyor.
Biz de buna şahidiz.
Bu sadece iktidarın değil muhalefetin de sorumlulukları arasında.
Küresel tedarik zincirindeki sorunlar, bütün gelişmiş ülkelerin belası haline gelen enflasyon ve kur artışı, hayat pahalılığını da beraberinde getiriyor.

BECERİKSİZ CHP SİYASETİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kadrosunun ekonomi konusundaki çizgisini artık hepimiz biliyoruz.
Kararlı bir şekilde bu çizgiyi koruyorlar ve sonuçlarının bahar aylarıyla birlikte alınacağının altını çiziyorlar.
Peki ya muhalefet ne düşünüyor?
Cumhuriyet Halk Partisi'nin sözcüsü, eski bir hazineci.
Çıkıp ileri geri konuşmaktan ve karşı tarafı suçlamaktan öteye ellerinde bir formül var mı?
Yani kazara iktidar değişirse, Cumhurbaşkanı Erdoğan çapındaki bir devlet adamının kenara çekilmesinin bedeli ne olur?
CHP siyaseti, "Her şey çok iyi olacak" dedikleri İstanbul Belediyesi'nde "hurda otobüslerden, zamlardan, adam kayırmaktan ve sol kadrolaşmadan" başka Türk siyasetine ne getirdi?
Ekonomide muhalefetin tezlerine sarılanlar, onların bu beceriksizliklerini de mutlaka göz önünde bulundurmalıdırlar.



Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz