Kâbus gecesi yurtdışındaydım… Haberi aldığımda Türkiye'ye geri dönebilmek için verdiğim mücadele ayrı bir yazı konusu… Bulduğum ilk charter seferi ile Antalya'ya ulaştım. 15 Temmuz darbe girişimi demokrasimize vurulan en büyük kalkışma oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içine çöreklenen FETÖ yandaşlarının bu acımasız kalkışması tarihe kara bir leke olarak yazıldı. Üzerinden bir hafta geçti. Yaşanmışlıklara dair söylenecek o kadar çok söz var ki… İşte bu yaşanmışlıklara tanıklık etmiş olmanın verdiği duygu ile darbe girişimini basiret, feraset ve cesaret ile önleyen irade ve millete sahip olduğumuz için şükrediyorum. Birlik ve beraberliğimize kast eden bu kalkışma, bu terör eylemi birlik ve beraberliğimizi perçinlesin. 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımız Türkiye tarihine baktığımızda en aşağılık, en ahlaksızca bir kalkışmaydı. Vatan hainliğinin tarifi olmadığının kanıtıydı 15 Temmuz… TSK'nın yönetime el koyması değil silahlı kuvvetlerimizin içine yuvalanan bir grup terör örgütü üyesinin milli iradeye başkaldırışıydı. Millet kendi iradesine sahip çıktı. Çıkmaya da devam ediyor. Kendi milletine kurşun sıkacak, kendi askeri ile polisini öldürecek ve kendi meclisini bombalayacak kadar cinnet hali yaşayan bu canilere ancak terörist denir. Birileri daha da ileri giderek kendini 'Mehdi' ilan (!) edip bir sürü müridi ile böylesine acı bir tabloyu bize reva gördü. Böylesini ancak film senaryolarında görmek mümkünken bu ülkeye bunları yaşatanlara ancak lanet okunur. Öfkemi ve tepkimi kelimelerle ifade etmem mümkün değil. Ankara başta olmak üzere İstanbul gibi kentlerdeki dostlarımın yaşadıklarını biz izlemekle yetindik. Halkımıza bu kötülüğü yaşatanlara lanet olsun. Biz binlerce yıllık mazisi olan büyük bir devletiz. Birlik ve beraberlik içinde asırlarca yaşamış hiçbir ayrım gözetmeden bütün herkesi kucaklamış bir milletin torunlarıyız. Millet iradesine sahip çıkmakla kalmamış, iradesinin arkasında da durmuştur, durmaya da devam ediyor… Ve o geceye dönecek olursak Antalyamız bu demokrasi sınavını başarı ile geçmiştir. Günlerdir meydanları boş bırakmayan ve demokrasiye sahip çıkan Antalyalı hemşerilerimiz geçmişteki 'Demokrasi kenti Antalya' unvanına sahip çıkmıştır. Kentimizde hiçbir olay olmaması bunun en açık kanıtıdır. Şimdi bu aşamadan sonra söylenenlere bakmadan, yapılanları unutmadan önce ülke sonra Antalya'nın menfaati için elimizi hep birlikte taşın altına koymalıyız. Çünkü daha geçen hafta Rus krizini aşmışken yaşadığımız kalkışma girişiminin püskürtülmesi ile Türkiye'nin yeni ufuklara yelken açmasının önü açılmıştır. Bir taraftan işimize bakıp diğer taraftan demokrasimize sahip çıkmalıyız. Aksi halde zor günler geçiren özellikle turizmde dibe vurur. Ülke ekonomisinin katalizörü olan bu sektöre destek olup demokrasimizi yaşatırken ekonomimizi de ayakta tutmalıyız. Bu vesile ile demokrasi şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Allah bir daha böyle acıları milletimize yaşatmasın.
