Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER DURNA (AKDENİZ)

Dostluk

Her şeyi bir kenara bırakıp dönüp kendimize bakmanın zamanıdır.
Hayat akıp giderken biz ne yapıyoruz ki? Kimimiz ne olduğumuzu unutuyor, hayatı bilmiyor ve dostun ne olduğunu bir türlü anlayamıyoruz.
Unutma, dün çocuktun bugün genç, yarın, yaşlı olacaksın.
O halde gülümse her günü dünden iyi yaşama telaşıyla yaşa. Unutma, pek çok insan toprak altında yatıyor.
Nemrut da firavun da bir insandı. İsa da Musa da.
Sen hangisi olacağına karar ver önce. Yağmur bir ömür yağmaz, yağmurun ardından gökkuşağı da çıkar ve yağmur toprağın bereketidir, dertler de senin rabbine yakınlaşma kaynağındır.
Ölümü her zaman an! An ki bir gün senin başına da bir mezar taşı dikilecek, adından başka bir şey kalmayacak dünyada.
Ne acı baki kalır ne sevinç gök kubbede. Her şey insan içindir.
Dünya üç günlük bir masal buradan ebedi aleme geçiş köprüsü.
O köprü delik deşik ve yolun üzerinde dikenler var. Yapman gereken tek şey dikenler arasından o gülü görmek.
Nasıl ki aşı insan vücuduna verilen mikropsa insanın başına gelen olaylarda insanın hayata tutunabilmesini sağlayan bir nevi ilaçtır. Bir de şöyle düşünün. Kötüler olmasa iyilerin değeri anlaşılmazdı değil mi?
Ama sen yine de iyi olmaya bak, kötüler insana acı çektirse bile her zaman kötüler gülmez. Kin, nefret, haset ve dedikodu kötü bir meziyettir. Gel sen bunları terk et. Şöyle dönüp kendimize sormamız lazım yaşadığımız hayatı, 'Hayat nedir?' diye. Nedir hayat biliyor musunuz?
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir. Kendin için neler hissettiğindir. Güven, mutluluk ve şefkattir. Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır. Hayat, kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir.
İnsanların sahip olduklarını değil, kendilerini olduğu gibi görmektir. Her şeyden önemlisi hayat, başkalarının hayatını olumlu yönde kullanmayı seçmektir. Öyle veya böyle ama bu hayat nasıl çekilir bilir misiniz? Ben söyleyeyim. Gerçek dostluklarla.
Peki bu nasıl olur derseniz? Bunun cevabı; dostluk, her gün 2-3 defa telefonla konuşmak değildir derim.
Dostluk, dost bildiğin kişinin en ince detaylarını bilme ihtiyacı ve gereği değildir diye düşünürüm.
Dostluk, hele hele her hafta 3-5 defa görüşmek hiç değildir bana göre.
Dostluk, dost bildiğin kişinin ilaç gibi hissettiği anda seni elinin altında bulmasıdır.
Başka bir bağlamda dost karşılıksız sevebilen insandır.
İşte böyle olan kişi senin gerçek dostundur. Sen de onun.
Kalın sağlıcakla.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA