Bunların freni patlak…
Kontrolsüz ve son hızla gidiyorlar…
Önüne çıkanı ezip geçtiler.
Kafalarına göre takıldılar.
Yetkilerini kötüye kullandılar.
Baksanıza ne diyorlar:
"Biz istersek seçimleri bile yaptırmayız."
Bu tehdit hükümete…
Bu kadarla da kalmıyorlar.
"Gerekirse Başbakan'ı bile alırız!"
Almak istediler zaten…
7 Şubat'ı hatırlayın.

Elimde bir belge var…
Ankara'dan Adana jandarmasına yapılan bir ihbarın kaydı…
Tarih 19 Ocak 2014…
Ankara'dan 156 ihbar hattını arayan ama ismini vermeyen bir erkek, 06 M 990 plakalı çekici ve çekiciye ait 06 FC 919 plakalı dorse ile, 06 EU 211 plakalı 3 TIR'la Ankara ilinden Adana istikametine patlayıcı madde ve mühimmat sevkiyatı yapıldığını, araçların saat 02.00-02.30 arası Ankara'dan çıkış yaptığını bildiriyor.

İhbar Adana Jandarma Komutanı Kur. Alb. Özkan Çokay'a saat 07.40'ta, komutan yardımcısı Yarbay Selahaddin Özenli'ye 07.55'te, İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Bekir Karataş'a 07.35'te, Pozantı İlçe Jandarma Komutanlığı nöbetçi astsubayına 07.36'da, Asayiş Şube Müdür Vekili Jandarma Üsteğmen Hakan Kaplan'a 08.00'de bildirilmiş…
TIR'lar MİT'e ait.
Durdurulmaması lazım.
Durduruldular.
Ama nerede?
Ceyhan otoyol gişelerinde.
İhbara göre TIR'lar Adana sınırındaki Pozantı ilçesinde durdurulmalıydı…
Belli ki savcı TIR'ları özellikle kilometrelerce yürütmüş.
Öğleye doğru da 500 jandarma ile 3 TIR'ı durdurmuş…
İlk bilgi Aydın Doğan grubuna ait DHA'ya yapılmış.
Maksat belli.
Sonra diğer gazetelere haber verilmiş…

Edindiğim bilgilere göre savcının niyeti MİT'e ait TIR'ları Recai Engin Kışlası'na götürüp içindekileri 'adli emanet'e aldırmakmış…
Ancak Adana Valisi Hüseyin Avni Coş'un haklı engeline takılmış.
Çünkü TIR'lar MİT'e ait.

Hesap şuydu:
TIR'ları kışlaya çekmek, malum basının kameraları önünde de boşaltmak yani şov yapmak…
Böylece TIR'lardaki malzemeyi dünyaya teşhir etmek.

Hatırlanacağı üzere 7 Şubat 2012'de savcı Sadrettin Sarıkaya, KCK soruşturması kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı ifade vermeye çağırmıştı. Savcı Fidan'a Oslo'da PKK ile yapılan görüşmeleri soracak, ardından da Başbakan'ı ifadeye çağıracaktı…
Tezgah buydu Ama tutmadı.

Onları boşuna freni patlak kamyona benzetmedim…
Çünkü memleketmiş, vatanmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasıymış, itibarıymış umurlarında değil ki…
Savcıya ya da diğer güvenlik görevlilerine mi kalmış MİT'in TIR'larını durdurup aramak…
Velev ki TIR'lar silah yüklü…
Devletin operasyonunu deşifre etmenin manası nedir?

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop dün A Haber'de dehşet şeyler söyledi.
Paralelciler, "Bizim o kadar geniş gücümüz ve yetkilerimiz var ki, özel yetkili mahkemelerin mevzuatına göre istersek bakanları bile alabiliriz."
Vay be…
Devam ediyorlar: "
Onun da zamanı gelecek, bakanları da alacağız, gerekirse Başbakan'ı bile."
Yaşanan budur…
Dolar artmış, faiz yükselmiş, vatandaş dara düşmüş kimin umurunda?