Günlerdir Cumhurbaşkanlığı Sarayı üzerinden bir algı operasyonu yürütülüyor…
Sanki Erdoğan kendisine özel bir saray yaptırmış, sanki uçak onunmuş da milletin parasını yemiş gibi bir kampanyadır gidiyor.
Aslında Erdoğan üzerinden halk düşmanlığı yapılıyor.
Çünkü onu Başbakan da Cumhurbaşkanı da yapan bu halktır…
Belli ki vatandaşın Erdoğan'ı sevmesine kızıyorlar.

Halbuki Erdoğan siyasi hayatı boyunca makamına tahsis edilen hiçbir konutu kullanmadı.
Uzun yıllar İstanbul'
da mütevazı bir dairede oturdu…
Ankara'da ise 12 yıllık Başbakanlığı sırasında resmi konut yerine, Keçiören'de kirada oturmayı tercih etti.
Peki, Erdoğan'a yönelik bu algı operasyonunun sebebi ne?
Halkın onu bu kadar sevmesi olabilir mi?
Olur.
Bu sevgi malum zevata batıyor çünkü…
Şimdi yazıp çizdikleriyle Erdoğan'ı halkın gözünden düşürmek istiyorlar.

Oysa Erdoğan=Halk…
Çünkü ağlayabiliyor…
Rol yapmıyor…
Ağlamak deyip geçmeyin sakın.
Ağlayabilmek erdemdir.
Hem ağlamak insanı kibirden, gururdan arındırır.
Gözyaşı diğer insanlardan farkı olmadığını anlatır.
Ağlamak anlamaktır.
Ağlamak hatırlamaktır kimi zaman.
İnsana unuttuğu duyguları hatırlatır.
Şefkat, acıma, sevme, sevilme ve diğerlerini…
Ağladıkça insanlaşırız…

Biliyorlar ki 2015 seçimlerini de AK Parti kazanacak…
Milletin adamı Erdoğan yine doğruları anlatacak…
Korkuyorlar…
Bu yüzden Cumhurbaşkanlığı Sarayı üzerinden ona operasyon düzenliyorlar…
Sanki saray ve uçak onun gibi…

CIA'in yazı başına 25 bin dolar ödediği satılmış gazeteciler, algı operasyonunun başını çekiyor.
Dikkat edin, bakın kim olduklarını görürsünüz.
Paralel medya devrede.
Bir ABD televizyonu olan HBO, Erdoğan'a adice saldırıyor…
Öküzün önde gideni olan şerefsiz
John Oliver, Cumhurbaşkanı'na edepsiz laflar ediyor.
Bizim lavuklar ise alkışlıyor.

Paralelciler Payas'ta katrilyonluk KDV vurgunu yaptı.
İlgililer ise seyretti…
Ama biz onu da takip ediyoruz.
Neyse…
Paralel polislerin kanunsuz dinlemeleri ve şantajları yetmedi.
6-7 Ekim eylemlerinde PKK ile işbirliği yaparak iç savaş çıkarmak istediler.
Van örneği ortada…
Gözleri nasıl döndü. Paralelci polisler, panzerle park halindeki 2 aracı, yanan araca doğru sürükleyip yaktı…
Paralel yargı, gözaltına alınan polisleri ha bire serbest bırakıyor.
Yani, "Polisler boşuna gözaltına alındı" demeye getiriyor.
Devlet hoşgörü gösterdikçe onlar azıtıyor…