NTV'deki 90 dakikada Hıncal Uluç'un yorumunu dinledim. Bir olayın vehameti, ancak bu kadar güzel dile getirilir. Mantıklı analiz, ancak bu kadar başarılı yapılır. Gerçekten Uluç, Türkiye'ye anlattı ki, artık futbol maçına gitmek Irak'a gitmek gibi.
Biletin de olsa, içeri girmen şüpheli. İçeri girme esnasında dayak yemeyeceğinin garantisi yok. İçerde, Allah korusun, kalp krizi geçirsen linç edilmeden hastaneye gitmen mümkün değil.
Bir futbol maçı, sözüm ona stadyuma dinlenmeye, eğlenmeye, iyi bir hafta sonu geçirmeye giden insan için evine dönüp dönmeyeceği, dönse bile az hasarla mı, çok hasarla mı döneceği tartışılan bir macera haline geldi.
İşte AB, işte İstanbul'da bir futbol maçı ve işte bu maça giden masum seyircinin başına gelme ihtimali olan olaylar. Bir ABD askerinin Irak'a giderken ailesinin yaşadıklarının, bir Türk ailenin evlatlarını maça yollarken yaşadıklarıyla benzeştiği gibi...