Hiç şüphesiz, ağustostaki kur krizinden sonra kamu bankaları büyük bir görev üstlendi. Ben onlara 'finans ordumuz' diyorum. Kepenk kapatmaya hazırlanan şirketlere 'bir dakika' diyerek destek çıktılar. Borçlarını yapılandırdılar, yeni kredi açtılar, faizleri düşürdüler. O şirketler yaşamaya devam ettikçe devlete vergi ödedi, istihdamdaki kayıplar feci boyutlara çıkmadı, büyüme devam etti. Anlayacağınız zincirleme etki oldu.
O dönemde söylenenleri hatırlayın: 'Kamu bankaları yandaşı kurtarıyor, batacak', 'Geri ödenmeme riski artacak, sorunlu krediler patlayacak', 'Hazine desteğiyle piyasaya kredi pompalamak geçici çözüm sağlayacak' vb...
Bugün geldiğimiz noktaya bakın.
Valla rakamlar ortada...

Ocak ayında kredilerin yüzde 56'sını üç kamu bankası verdi. Kârları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 519 arttı. Sorunlu krediler için ayrılan karşılık oranlarındaki artış da geçen yılın çok gerisinde kaldı.
Elbette işin teknik tarafında faiz giderlerindeki azalmanın gelirlerindekinden daha hızlı düşmesi, kredi hacmindeki yükseliş, ekonomideki toparlanmayla birlikte sorunlu krediler için ayrılan karşılık oranlarının azalmasının etkisi var. Ama arka planda Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın payı büyük... Zira, bakanlık kamu bankalarını büyümenin finansmanında daha fazla rol almaları için cesaretlendirdi.
Ekonominin canlanmasında genişleyici maliye ve para politikası kadar kredi politikasını da bir araç haline getirdi. Kamu bankaları da süreci iyi yönetti.
Ve sonuç...
Bir kesim elini ovuştursa da (!), kamu bankaları batmadı, ekonominin canlanması için kredi musluklarını açıp gövdesini taşın altına koydu, kurşunu doğru yerlere atıp sorunlu kredilerde rekor artış bekleyenleri hüsrana uğrattı.

Allah askerimizi muzaffer kılsın
İdlib'de 34 askerimizin şehit düşmesiyle sonuçlanan hain saldırının ardından Türk Silahlı Kuvvetlerimizin başlattığı Bahar Kalkanı operasyonunda tarih yazılıyor. Allah ordumuzu muzaffer kılsın, Mehmetçiğin ayağına taş değdirmesin.