Ahmet Özal "babam kindar değildi, kişisel ilişkilerinde tontondu, pamuk gibiydi" dedi ve ekledi:
- Ama devleti ilgilendiren konularda kaya gibiydi. Sertti. Hatta bir defasında Taha Yasin Ramazan'ı açıkça tehdit etmişti.

***

Ahmet Özal gidince "emekli büyükelçi" Kaya Toperi'yi aradık. Özal'ın "başdanışmanıydı."
"Sözcüsüydü."
- Kaya bey... Özal, Irak'ın "ikinci adamı" Taha Yasin Ramazan'ı tehdit etti mi?
- Ben oradaydım.
- Nasıl oldu?
- Taha Yasin'in cebinde tabancası vardı... Girişte kimse fark etmemiş... Ama içerde ben gördüm.

***

"Dönem" Irak'ın, Kuveyt'i işgal ettiği dönem. Özal "Kuveyt'ten hemen çıkın" diyor.
Taha Yasin Ramazan:
- Sayın Cumhurbaşkanı, unutmayınız ki Kuveyt eskiden Bağdat şehrinin bir ilçesiydi.
Turgut Özal:
- Tarihi karıştırma... Tarih kitabını çok istiyorsan açayım... Bağdat da Osmanlı devletinin bir şehriydi.

***

Taha Yasin Ramazan'ın "Saddam'ın da selamıyla birlikte" ricası:
- Lütfen boru hattını kapatmayın?
Turgut Özal'ın yanıtı:
- Mecburuz, kapatacağız.
- Zaten boru hattının biri çalışmıyor, diğeri yüzde 30 kapasiteyle çalışıyor.
- Saddam kardeşime söyle... Kuveyt'i ona yedirmezler.
- ABD de Kuveyt'in işgaline karşı, biz de karşıyız.

***

- Sayın Toperi... Görüşme nasıl bitti?
- Özal dedi ki: Son sözüm şu. Saddam'a selam söyle, Kuveyt'ten çekilsin. İstiyorsa ona şerefli bir geri çekilme yöntemi bulurum. Yoksa, sonu iyi olmaz.