Ameliyatı iyi geçmiş, toparlanmış.
Artık hastaneden çıkmak istiyor.
Doktorlar dediler ki:
Bayramdan sonra çıkabilirsiniz.
Ama Ankara'dan ayrılmamalısınız.

***
Kenan Evren "yıllar sonra Ankara'ya geri dönüyor."
"Çankaya'yı" Turgut Özal'a devrettikten sonra Marmaris-Armutalan'a taşınmıştı.
Yazları Marmaris "sıcak... Biraz da nemli."
O nedenle, Muğla'da "yaylada" bir ev yaptırmıştı.
"Yaz sıcağında" oraya gidiyordu.
***
Sonra "yayla evini" de bıraktı, "Marmaris-Armutalan'ı" da.
"Bodrum'a" taşındı.
Ve bir ev de "İzmir'de açtı."
Birkaç yıldır "kışları İzmir'de, yazları Bodrum'daydı."
***
Doktorlar "kontrolümüz altında olmalısınız, Ankara'dan ayrılmamalısınız" deyince...
Devlet, Kenan Evren'e "Ankara'da bir ev tahsis etti."
Paşa, 1993'te "terk ettiği" Ankara'ya geri dönmek durumunda.
***
- Nasılsınız Paşam?
- İyiyim, iyiyim... Bayramdan sonra evimdeyim.
Günlerini "gazete okuyarak, TV izleyerek" geçiriyor.
"Dostlarıyla" konuşuyor.
***
Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın kayınvalidesi hastaydı.
Salı günü öldü.
Çarşamba günü toprağa verildi.
Karadayı ailesi merhumeyi gömüp, eve dönmüştü ki...
Telefon çaldı.
"İlk arayanlardan biri" Kenan Evren'di.
***
Kenan Paşa'ya "bir şey" söyleyecektik...
Ama "nekahet döneminde" onu yormak, kafasını karıştırmak istemedik.
"Çıkınca söyleriz" dedik.
***
Belki de "söylemek" yerine "yazmak" daha doğru.
Sayın Paşam...
Ankara'daki "yeni evinizde" dinlenirken, "anılarınızı" bir daha gözden geçirseniz.
12 Eylül İhtilali'nden önce size "Paşam, ne duruyorsunuz, devlete el koyun" diyenler vardı ya...
Siyasetten, iş dünyasından, medyadan...
O konuyu "biraz daha" açsanız.
Gerçi "onlar kendilerini tanıyor ama..."
Kamuoyu da tanısa.