Yassıada mahkemelerinde "Anayasa'yı ihlal davasında" Celâl Bayar, Adnan Menderes... Ve arkadaşları... "Teker teker kendilerini savundular."
Ancak... Daha sonra... "Savunma avukatları" ortak bir "Savunma metni" hazırladılar.
97 avukatın imzasıyla "Yazılı olarak" Yassıada mahkemesine sunulan toplu savunma uzun.
Bayar'ın torunu Prof. Emine Gürsoy Naskali yıllar sonra bu toplu savunmayı "Kitap yaptı... 246 sayfa."
Savunmanın bir bölümü (Altıncı kısım) şu başlığı taşıyor:
"Diktatörlük."
Savunma uzun... Milattan 501 yıl öncesine kadar gidiliyor... "Eski Roma diktatörlerinden" söz ediliyor.
Sonra "Yakın zaman diktatörlerinden."
Ardından... "Modern zaman diktatörlerinden."
Savunmayı özetlemeye kalksak... Günlerce yazmamız gerekir.
Özetin özetinin özeti...
Avukatlar "Bayar'ın, Menderes'in diktatör olmadığını anlatmak için" sayfalar dolusu dil döküyorlar.
Ama... Dinleyen kim...
Rahmetli dostumuz Osman Bölükbaşı'nın bir sözünü bu köşede birkaç kez kullandık: "Biz adamı kâfir diye asarız, sonra da şehit diye namazını kılarız."
Dedik ya... Siyasetimizin çocukluk hastalığı... "Vatan haini... Diktatör" gibi sözleri... "Çok kolay kullanırız."
Sonra da "Vatan haini" diye... "Diktatör" diye... Yargıladığımız insanların isimlerini "Üniversite tabelalarına" yazarız.
"Manisa" Celâl Bayar Üniversitesi... "Aydın" Adnan Menderes Üniversitesi.
Günümüzde de... "Vatana ihanet... Diktatörlük" gibi kavramlar işportaya düşünce...
Dün "Yassıada... Anayasa Mahkemesi Toplu Savunmasına" göz gezdirdik.
Bugün bol keseden "Vatana ihanet... Diktatör" sözlerini sarf edenlerin... Acaba... "Bu savunmadan" haberleri var mı?