Türk-Yunan Survivor'ın katı bir milliyetçilik, hatta ırkçılık platformuna oturtulmasını en başından beri eleştirdim. Bazı meslektaşlarımız ise bu hassasiyetimizi "Birileri Survivor yüzünden Türk-Yunan savaşı çıkacağına inanıyor" diye aşağılamaya yeltendiler. Umarım bu arkadaşlar Survivor'ın son bölümünü izlemişlerdir. Pek ihtimal vermiyorum ama, iki halk arasında nasıl hendek kazılmaya çalışıldığını belki fark edebilmişlerdir... Yapımcılarıyla konuştum. Sizin izledikleriniz hiçbir şey... Eğer Yunan yarışmacıların söyledikleri, yaptıkları sansürlenmeden ekrana getirilse, hükümetler karşılıklı nota bile verecek!.. Gelelim son gece yaşananlara... Daha önce "Bu yarışmayı bir Türk kazanırsa ikince Kemal Atatürk olur. Buna izin veremeyiz" diyen, "Bir Türk'ün karşısında mağlup olan, Yunanistan'a dönemez" sözleriyle ateşe benzin döken, İstanbul'dan ısrarla "Konstantinapolis" diye bahseden Pantelis ile bizim Selim ve Derya neredeyse gırtlak gırtlağa geldiler. Final bölümünde arkadaşlarının oylarıyla elenen Pantelis'in Hitler'i anımsatan sözleri ise dehşet vericiydi. Şöyle dedi Pantelis: "İkinci defa bu sözde Türk-Yunan dostluğuna katkıda bulunmayacağım. Bundan önce nasıl düşünüyorsam bu adadan ayrıldıktan sonra da öyle davranacağım. Bir dahaki Türk-Yunan Survivor yarışmasına da katılacağım. Çünkü Türkler'le nasıl baş edeceğimi artık biliyorum. Bu oyun Türkler'le Yunanlılar arasında bir savaştır. Casuslukla suçlanan Nadya, Türkler'in masasına meze olacak biri değildir. Çünkü her şeyden önce bir Yunanlı'dır." Derya'nın, Pantelis'in ardından söyledikleri de yenilir yutulur cinsten değildi: "Diskalifiye olmayı göze alamadığım için buradan kalkıp, Pantelis'in suratının ortasına iki tane çakmadım. Yoksa o merdivenlerden yürüyerek değil, uçarak inerdi. Bu adada Türkler'e hakaret eden adamı kuma gömerim. Buradan sedye ile gider..." Evet, başardınız. Neyi mi? Tam buzlar erirken Ege'ye yeni buzdağları dikmeyi... Sırada Fenerbahçe- Galatasaray Survivor var. Allah cümlemizi korusun!..