Kurtlar Vadisi senaristleri her fırsatta BDP'nin icraatlarını ti'ye almaya devam ediyor. Bu hafta da Bodrum'daki tatil kaçamağı fotoğrafları nedeniyle başı partisiyle belaya giren BDP Milletvekili Bengi Yıldız'a gönderme yapıldı. Rahmetli Çakır'ın oğlu Pusat, partinin ileri gelenlerinden Lale Zara'nın (Leyla Zana'ya denk geliyor) oğluna şöyle dedi: "Sizinkiler tatile alışırsa unutun ayrı devlet işini... Sonra nerede bulacaksınız Bodrum'u, Marmaris'i?"
Bu arada Kurtlar'ın senaristleri öyle protokol falan da dinlemiyor. Vadi'de vadesi dolanların gözünün yaşına bakılmıyor.
Eski Bakan Kürşat Tüzmen'in yeğeni olan ve dizide istihbaratın başındaki 'Alper' karakterini canlandıran Tarkan Tüzmen de geçen hafta rol gereği Hak'kın rahmetine kavuştu. Hem de 'Kara' kod adlı (O da 'Yeşil'e tekabül ediyor) derin devlet tetikçisi tarafından kafasına ateş edilerek infaz edildi. Yani sözün özü; Vadi'de bakan torpili bile işlemiyor... Bu hafta, Vadi'ye damga vuran diyaloglardan biri de Memati ile Abdülhey arasında yaşanandı:
ABDÜLHEY: 'Kara' dedikleri bir efsane...
MEMATİ: Olsun, bizim halkımız efsane dinlemeyi sever.
ABDÜLHEY: Sen hangi efsaneyi dinlemeyi seviyorsun abi?
MEMATİ: Eskiden bi Ergenekon efsanesi vardı. Kurt, dağların arasından çıktı mı herkese bir titreme gelirdi. Başka isim yokmuş gibi onu da tutup Silivri'deki davanın ismi yaptılar!
Vadi'nin son bölümünden defterime ilginç notlar da düştü. Örneğin, Savcı Leyla sürekli Çarkıfelek izliyor. Görünen o ki, Mehmet Ali'nin Savcılar ve Hakimler Yüksek Kurulu'nda önemli bir saygınlığı var. Belli ki MALİ'ye artık karada ölüm yok! Bir de ateşi 41 dereceye yükselen minik Elif hastanede, doktor nezaretinde kalın giysileri ve battaniye altında tutulmaya devam ediliyordu. Vallahi kızcağızı Allah korudu!
Yaşar Ağa ise geçen yıl konseyde İncil'e el basarak yemin etmişti. Bu sezon kızının mezar taşının üzerinde 'Ruhuna El Fatiha' yazıyordu... Hidayete erdi zağar!
Her zaman elinde kitapla görmeye alıştığımız ve topluma okuma alışkanlığı kazandırmaya çalışan Polat Alemdar'dan ise bu sefer hayvanseverlik mesajı geldi. Polat, bir caminin avlusunda, kucağına aldığı sokak kedisini dakikalarca okşadı.
Ancak Polat, hayvanlara gösterdiği sevgi, şefkat ve özeni ne yazık ki hayatına giren kadınlara gösteremiyor. İlk kadını Elif'in hayatta olduğu dönemde, onun en yakın arkadaşı Leyla'ya ilgi duyduğunu itiraf etti ve savcıya "Elif olmasaydı, seninle evlenirdim" dedi. Tabii ekran başındaki Elif'çiler bu vefasızlığa isyan etti.
Aslına bakarsanız, Polat Alemdar, bana göre aşk işlerini hep yüzüne gözüne bulaştırıyor. Ona dokunan kadın yanıyor. Elif ve Ebru'yu hayatta tutamadı. (Kurtlar Vadisi: Irak filminde kendisine aşık olan Arap kızı Leila da öldü) Çocuğunun kaçırılmasına engel olamadı. Hamile bıraktığı İnci hapse düştü. Savcı Leyla ise Polat'ın tutarsızlıkları karşısında, yakında akıl hastanesine yatırılırsa şaşırmam. Abdülhey'in, Memati'nin, Deli Hikmet'in sevdikleri kadınlar hep Polat'ın düşmanları tarafından öldürüldü. Yahu adam, annesini bile koruyamadı ve sakat kalmasına yol açtı, anlayın artık... Bırakın kahramanlığını, Polat artık neredeyse 'kadına eziyetin' sembolü oldu!
