Türkiye, bir haftadır atv'deki Esra Erol'un programında yaşananları konuşuyor. Kendini sözde mehdi ilan eden, televizyon programlarıyla insanların dini duygularını paraya tahvil eden, üç harflilerle konuştuğunu, şeytan çıkarttığını iddia edip sonra da TV-market yoluyla saf insanlara sözde okunmuş çınar yaprağı satan adamın elinden eşini kurtarmaya çalışan bir kocanın dramı yürekleri sızlatıyor.
Esra Erol ve ekibi, günlerdir müthiş bir 'habercilik' yapıyor. Saf insanları uyandırmak için her gün ekranlardan adeta haber güvercinleri uçuruyor. Ancak durum, bir televizyon programının halledebileceğinden çok daha çetrefilli. Halkın dini duygularını istismar eden, bununla yetinmeyip insanların özgürlüğüne kastederek onları adeta köleleştiren bu din bezirganları ile mücadelede iki kuruma son derece önemli görevler düşüyor: Diyanet İşleri Başkanlığı ve Radyo Televizyon Üst Kurulu...
Belli ki halkın doğru dini bilgilerle donatılmasına büyük ihtiyaç var. Aksi halde meydan bu sahtekarlara kalıyor. RTÜK ise televizyon yoluyla dini duyguları paraya tahvil etmeye kalkan bu rezillerin sesini ne yapıp edip kısmalı.