Kartalkaya'daki otel yangınında hayatını kaybedenler hepimizin yüreğini kavurdu. Ama en az yangın kadar yıkıcı skandallar, acımızı bin kat büyüttü.
Otel yanarken pistte kaymaya devam eden vicdansızları gördük.
Cenazelerin tavuk firmasına ait araçlarla taşınmasına şahit olduk.
Daha önce skeçlere konu olan "Alev alan yangın merdiveni"nin gerçeği ile tanıştık.
Otel restoranı için önce itfaiyeden yangın yeterlilik raporu isteyen, 8 eksik çıkınca "Ben isteğimi geri çekiyorum, rapordan vazgeçtim" diyen bir otel yönetimi ve bunu kabul eden yetkililer olduğunu öğrendik.
Bir otel müşterisinin yetersiz yangın tedbirlerini şikayet ettiği otel müdürünün "Efendim, otelimiz otantik, 60 yıllık bir otel olduğu için böyle bir sistemi ileride kuracağız inşallah" cevabına tanık olduk.
24 saat aralıksız çalıştıktan sonra dinlenmek isteyen AFAD ekibinden konaklama parası istendiğini duyduk.
Üç sigorta şirketinin, ahşap kaplama ve dekorasyon yüzünden oteli yangına karşı riskli görüp sigortalamadığını öğrendik.
Ve... Yangın sonrası ölen müşterilere otelden otomatik anket sorusu geldi: "Tatilinizden memnun kaldınız mı? Bizi değerlendirmek ister misiniz?"
Sizce hangisi daha yakıcı? Alevler mi, yukarıdakiler mi?..
Ellerinden öperim hocam!
Şahane olayı A Haber'de izledim. Dünyayı bisikletle dolaşan İtalyan turist Nicole Guerrera, Düzce'deki Kirazlı Camii'nin yanında çadır gibi bir şey kurup biraz dinlenmek için imam Hilmi Yılmaz'dan izin istemiş. İmam bakmış ki adamın üstü başı ıslak, dışarıda kurulacak bir çadırda ısınıp dinlenmesine imkan yok.
Cemaatin de onayıyla içeri buyur etmişler garibanı. Bir köşede yer gösterip, battaniye vermişler. O dinlenirken bizim imam, turistin çamur içindeki ayakkabılarını bir güzel yıkayıp kurulamış. Sonra da önüne bir tepsi yemek koyarak karnını doyurmuşlar.
Akşam namazı sırasında turist önde saf tutup gözlerini kapatarak huşû içinde duaları dinlemiş.
Bunca vahşet ve felaket haberi içinde tıpkı turistin ayakkabısı gibi ruhumu yıkayıp kurulayan o imamın mübarek ellerinden öpüyorum.
Minika'dan etkili "Servis"
İstanbul trafiğinde okul gününün önemli bir bölümü de servislerde geçiyor. Aslında eğitimin başarılı olup olmadığını, çocukların hangi düzeyde olduğunu okul müdürleri ve öğretmenler kadar servis şoförleri ve hostes ablalara da sormak lazım. (Sevgili genç muhabir kardeşlerim, alın size mis gibi haber konusu)
Servislerde öğrenciler arasında yaşananları hem neşeli hem de mesaj içeren bir tarzda kukla şovuna dönüştürmeyi ise bizim ailenin gözde çocuk kanalı Minika akıl etti.
Servis cumartesi günleri 10.15 ve 15.30'da ekrana geliyor. Hem çocuklara hem de benim gibi Muppet Show'la büyüyen ebeveynlere tavsiyemdir. Özellikle şoför Hüsnü Amca'nın hikayeleri kaçırılacak gibi değil.
Gaf kürsüsü
"Zafer Özdağ (!) Ankara'da yemek yerken gözaltına alındı." (CHP'li Ali Mahir Başarır, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ'ı Zafer Özdağ yapıyor)
Zap'tiye
Dünya etrafında şu anda 25 bin uydu dolaşıyor. Bunlardan sadece yüzde 5'i çalışıyor. Yüzde 8'inin yakıtı bitmiş, yüzde 87'si ise bozuk. Uydu mu? Vallahi uymadı…
Ne demiş?
"İlk taşı, otomobilini muayeneye götürmeden önce arkadaşından ödünç yangın söndürme tüpü almayanlar atsın." (Sosyal medyadan)