Herkese iyi pazarlar.
Bugün sizi Çeşme Çiftlikköy'e götürüyorum ve Karagöz Kafe'nin tatlı sahibesi Hamiyet Tekinay Hanım'dan öğrendiğim enfes pişilerinin tarifini veriyorum. Bilenler bilir, benim çocukluğum İzmir Çeşme'de geçmiştir.
Karagöz Kafe ile ilk tanıştığımda burası bir köy eviydi. Üç-beş masası vardı. Tam karşısında önce denize girerdik, sonrada daha üzerimiz kurumadan pişileri yemeye koyulurduk.
Bu pişiler o kadar güzel, o kadar hafifti ki, kaç tane yediğimizi bile unuturduk.
Seneler ilerledi, biz Çiftlikköy'e gitme sevdamızdan vazgeçmedik. Her defasında koşa koşa gittiğim Karagöz Kafe'nin pişilerinin sırrını ve tarifini sonunda öğrendim.
Mutluyum, huzurluyum.
TÜM AİLEYİ BİR ARAYA GETİRİR
Şu hayatta en sevdiğim şeylerden biri, pazar günleri bütün ailenin özenli bir sofranın etrafında bir araya gelmesi.
Pazar günlerinin, tatil olması açısından tüm aileyi birleştirici bir özelliği var. Pazar kahvaltıları ise, biz Türkler için vazgeçilmez. Hamarat annelerimiz, hanımlarımız bir başka döktürür, söz konusu pazar kahvaltısı olunca...
Hiç kimsenin hayır diyemeyeceği, her sofrada ve her kültürde kabul edilen pişinin en ama en lezzetli formülünü veriyorum şimdi. Bence bu bölümü makasla kesip saklamalısınız; zira mayalı ve yağ çeken ekmek hamurlarından bin kat lezzetli bir tarif bu. Bir de rahmetli babaannemin, pazar günleri bizlere yaptığı enfes bir lorlu pişi var; ister mayasız hamurdan yapın, ister ekmek hamuruyla; her şekilde müthiş.
Tarifi bizden, denemesi sizden.
Bugünlük benden bu kadar diyorum ve Karagöz Kafe'nin sıcak aile ortamından Hamiyet Hanım'a teşekkür ederek ayrılıyorum.
Bana istediğiniz zaman idilikaninmutfagi@ sabah.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
Mutlu sofralarda buluşabilmek dileği ile...
MAYASIZ PİŞİ
1 kg. un
2 su bardağı süt
Yarım su bardağı su
2 paket kabartma tozu
1 yemek kaşığı tuz
1 su bardağı yoğurt
1 adet yumurta
YAPILIŞI: Tüm malzemeyi yoğuruyoruz. Bir kabın içine alıp kapağını kapatıyoruz. Bir saat dinlendirdikten sonra bezeler koparıp un serdiğimiz tezgahta açıyoruz. Kızgın ayçiçek yağına atıyoruz. Kızarınca çevirip diğer tarafını da kızartıyoruz.
PÜF NOKTASI
Açtığımız pişi bezelerin üzerine çörek otu serpersek kızarınca hem şahane bir görüntü olur, hem de yerken çörek otunun lezzeti çıt çıt ağıza gelir.
MİZİRTROPHİTES (MİZİRTROPİTEZ)
Biz Girit Türkler'inin pazar sabahları kahvaltı masalarındaki en meşhur lezzeti mizirtrophitestir. Rahmetli babaannem Zeyno Hanım'ın bizlere sıklıkla yaptığı, tüm evi mis gibi kokutan şahane lorlu naneli pidecikler yani. Bütün ailenizin bu şahane lezzete aşık olacağını garanti edebilirim. Siz de yapıp yedikçe İdilika'yı anacaksınız.
Fırından alınmış ekmek hamuru ya da mayasız pişi hamuru
1 kase tatlı lor peynir (Ayvalık loru olarak da satılıyor)
1/2 demet taze nane
1 yemek kaşığı toz şeker
Süslemek için pudra şekeri
YAPILIŞI: Ekmek hamurundan küçük parçalar kopartalım. Yağladığımız tezgahımıza elimizle bastırarak daire şekli verelim. İçi için; tatlı lor, toz şeker ve taze naneyi iyice karıştıralım. Tezgah üzerinde duran daire şeklindeki hamurlara paylaştıralım. Poğaça kapatır gibi kapatıp iki ucunu birleştirelim. Kızgın sıvı yağda kızartalım. Pişen mizirtrophitesleri önce bir kağıt havlu üzerine alıp fazla yağını çekmesini sağlayalım. Ardından bir çay süzgeci ile üzerlerine pudra şekeri serpelim.
MİZİRTROPHİTES'İN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Girit Türkleri'nin evde kendilerinin yaptığı mizitra isimli bir lor peyniri var. Mizirtrophitesin, Mizitra'dan pide anlamına geldiği rivayetler arasında.
Bir başka rivayete göre, vaktiyle Girit adasında Mizitro diye bir fırıncı varmış. Yaptığı lorlu pidelerinin üzerine fırından çıktıktan sonra bal sürermiş. Çok meşhurmuş. Bu pidecikler de Mizitro'nun pideleri anlamında kullanılmak üzere Mizirtrophites ismini almışlar.
