Altın Portakal'da Hülya Avşar'ı jüri başkanı seçenlerin niyeti belli; kendilerini hiç yormadan festivalin reklamını yapmak. Doğrusu bunu da daha şimdiden çıkan polemiklerle başardılar.
Beni asıl şaşırtan, Avşar'ın başkanlık yapacak olmasını doğal karşılayan bazı sinema duayenleri oldu!
Avşar'ın sinema kariyerinden örnekler vermişler. Evet, birçok önemli filmde oynadı ama asıl tartışılması gereken Avşar'ın böylesine önemli bir festivali kaldıracak entelektüel birikime sahip olup olmadığı.
Ben de bari bu tartışmaya Avşar'ın kariyerinin belli dönemlerinde yaptığı açıklamalardan birkaç örnek vererek katkıda bulunayım.
"Tiyatroda yüksek ses duyguları yok ediyor."
"Şunu unutmayın ki her liderin birkaç tane takipçisi vardır..."
"Hıristiyanlık, bizim dinimizde olduğu gibi, dört semavi dini, kitaplarıyla peygamberlerini kabul eder."

ÜÇÜNCÜ IRK GAY'LER
"Ölmemek için öldürmeye inanırım, kimsenin canını yakmadan her şeyi yapabilirim. Türkiye'de kendimi Einstein gibi görüyorum. Dilim de Einstein'ınkinden uzun zaten."
"Bence artık üçüncü bir ırk var. Hani kadın, erkek... Bir de artık üçüncü bir ırk olarak gay'ler ve lezbiyenler...
Ben bunu bir hastalık olarak görüyorum."
"Ona da (Ruhi Su) buradan selam yollayalım, eğer yaşıyorsa..."
"Sadece güzel yaşlanıyorum.
Çünkü estetik, botoks, götoks yaptırmadım."
"Teniste en iyi hareketlerden biri, topu fileyi yalayarak atmaktır. Ben yaptığım işlerde bu atış felsefesini benimsedim."