Usame Bin Ladin operasyonunu anlatan 'Zero Dark Thirty' filmi, bu cuma ülkemizde vizyona giriyor. Beş dalda Oscar'a aday gösterilen film; Amerika'da işkence sahneleri ve siyasi duruşuyla tartışma yarattı.
Time dergisi kapak yaptığı filmi 'Yakın zamanın siyasi açıdan en kutuplaştırıcı eseri' ilan etti.
Filmin yönetmeni olan ve 'The Hurt Locker'la 'En İyi Yönetmen' Oscar'ını kazanan Kathryn Bigelow da çok tartışılıyor; onu işkenceyi normalleştirmekle suçlayanlar var.
Araplar'ı toptan terörist ilan edip İsrail ve Amerika'nın savaş politikalarını haklı çıkarmaya çalıştığını düşünenler de çok.

CIA'YE Mİ HİZMET EDİYOR?
Öte yandan Bigelow; hayatı boyunca barışı savunduğunu, işkence ve tüm insanlık dışı hareketlere karşı olduğunu açıkladı.
'Zero Dark Thirty'nin etkileyici bir film olduğunu, kusursuz bir sinema diline sahip olduğunu söyleyenler de var.
Bazı eleştirmenler Bigelow'un bu yıl 'En İyi Yönetmen' dalında Oscar'a en yakın isim olduğunu ama siyasi polemikler yüzünden aday gösterilmediğini düşünüyor.
Bigelow, benim için de son dönemin en etkileyici, en zeki yönetmenlerinden biri. Filmin, Amerika'nın savaş politikalarına ve CIA'ye hizmet edip etmediğini de izledikten sonra uzun uzun yazarım.