Adana'da tüccarlar ve çiftçiler, bu yıl narenciye rekoltesinin yüksek olduğunu ama günlük 447 liraya ürünlerini hasat edecek işçi bulamadıklarını söylüyor.
Bu yüzden başka ülkelerden ucuz işçilerin Türkiye'ye gelmesini istiyorlar.
Tipik iş var ama çalışacak insan yok mesajlı bir istek bu.
Türkiye'de bazı ağır iş kollarında gerçekten eleman eksikliği var.
Gençlerin ağır işlerde çalışmak ya da sabredip bir mesleği öğrenmek yerine kolay işleri tercih ettikleri de doğru.
Üniversitelerde birçok iş garantisi olmayan bölüm var. Birçok bölüm, diplomalı işsiz mezun ediyor vs. Bu konularda işverenler haklı ama koca gün tarlada kan ter içinde çalışacak insanlara da parayı beğenmiyorlar demek insafsızlık.
Adana'da portakal, limon, mandalina toplayanlara günlük verilen 447 TL'nin yüzde 10'u işçileri koordine eden 'elci'lere gidiyor zaten.
İşçiye kalan 405 TL. Birkaç saat ev temizliğine gelenler bile 1000-1500 TL isterken, günde 10-12 saat çalışana 405 TL verilmesi trajikomik.
Böyle konuşanlara, kendi evlatlarını 405 TL'ye çalıştırır mı diye sormak lazım!
Tekstilden, tarıma birçok sektörde bazı işverenler işçi değil, köle arıyor resmen! Göçmenleri sigortasız ve düşük ücretlere çalıştırıp köşeyi dönen birçok işveren var! Ülkemize göçmen akınının bir nedeni de bu!
"İş beğenmiyorlar" demek kolay, biraz da işçinin hakkını arayalım!
Türkiye'de kayıt dışı ekonomiye önlem alınsa, her çalışan sigortalı olsa ve hakkını alsa ucuza çalışacak göçmene de ihtiyaç kalmaz.
Biz bize yeteriz!
***
YOK ARTIK!
Yönetmen Kutluğ Ataman, Hollanda Kraliyeti tarafından kendisine layık görülen onur ödülünü almak üzere Hollanda'ya gitmesi gerektiğini ancak, vize alamadığı için bu önemli etkinliğe katılamadığını açıkladı.
İşte Schengen ve diğer vize başvurularında çıkarılan zorluklara en trajikomik örnek.
Davet edilen sıradan biri değil usta bir sanatçı. Üstelik Ataman'a Avrupa kültürüne yaptığı katkılardan dolayı bizzat Kraliyet Ailesi ödül verecek.
Yani vize memuru, Kraliyet Ailesi'ni bile önemsemiyor mu?
Vize memurlarının başvuru formlarını bile okumadıkları iddia ediliyordu. Demek ki, doğruymuş. Avrupa'ya göçmen akınına set oluşturduk, milyonlarca göçmene bakıyoruz ama varlıklı insanlarımız bile Avrupa'ya para harcamaya gidemiyorlar!
Sanatçısı, öğrencisi, sporcusu, iş insanı bile vize alamıyorsa hükümetimiz Avrupa ülkeleriyle yaptığı anlaşmaları gözden geçirmeli!
***
13.9 MİLYON DOLARI ELDEN VERMEK
Fon vaadiyle ünlü isimleri dolandıran banka müdürü Seçil Erzan hakkında BDDK Raporu ortaya çıktı.
Raporda, Erzan'a Arda Turan'ın 13.9 milyon, Emre Belözoğlu'nun 5 milyon, Fatih Terim'in damadı Volkan Bahçekapılı'nın 3 milyon 292 bin, Muslera'nın ise 1 milyon 250 bin dolar verdiği yer aldı.
Muslera şanlıymış, parasının 700 bin dolarını geri alabilmiş.
Peki, Muslera'nın kendi evinde, Turan'ın ise banka dışında parayı Erzan'a vermelerine ne demeli?
13.9 milyon dolar elden verilir mi?
Belli ki dolandırılanlar çok para kazanmak için resmi bankacılık işlemlerinin dışında hareket etmişler ya da böyle yapmaları için Erzan tarafından kandırılmışlar!
Bu ünlü isimler kaptırdıkları parayı bankadan geri almak istiyor ama BDDK raporuna göre Erzan'ın çalıştığı bankanın bu olayla bir ilgisi yok!
Asıl sorgulanması gereken 55 milyon dolar toplayan Erzan'ın arkasında başka kişilerin olup olmadığı!
Böyle zeki bir dolandırıcı yurt dışına kaçmayı nasıl beceremez?
Yoksa Erzan'ın arkasında başka kişiler mi var?
***
ARTIK DİLENCİYE PARA VERMEK YASAK
Eskişehir Valiliği, çocuklar ve engelli bireylerden kâğıt mendil, yara bandı ve benzeri ürünlerin satın alınmasının dilencilik yapan kişilere, dilendirilen çocuk veya engellilere para verilmesinin yasaklandığını açıkladı.
Yani dilenene de, dilenciye para verene de cezai işlem uygulanacak.
Haberlerde görüyorsunuz. Dilencilerin çoğu dolandırıcı. Ceplerinden binlerce lira, banka hesaplarından da milyonlar çıkıyor!
Dileneceği yere lüks arabasıyla gelen de var, birçok evi olan da...
En kötüsü de bu dolandırıcıların gerçek ihtiyaç sahiplerini cezalandırıyor olmaları.
Dolandırıcı dilencilerden gerçekten yardıma muhtaç olanlara sıra gelmiyor!
Bazıları çok organize. Çete gibi her sokak köşesini tutan dilenciler var!
Eskişehir Valiliği'ni yürekten kutlarım. Umarım diğer kentlerde de aynı karar alınır.
***
'E-ATIK'LA HAYVANLARI KORU
İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nda gördüm bu atık kutusunu.
'E-atık' denilen çevreye zararlı pil, küçük elektronik atıklarınızı bu kutuya atıyorsunuz.
Bu atıklar dönüşüme gidiyor ve elde edilen gelir sokak hayvanlarına yardım ediliyor.
Böylece hem çevreyi koruyorsunuz hem de hayvan dostlarımıza yardım etmiş oluyorsunuz.
'#SAWcycle' denilen bu e-atık kutuları sokaklarda olsaydı daha iyi.
Havalimanında kimin yanında bozuk telefon, sarj vs. olur. Galiba amaç 'e-atık' konusunda farkındalık yaratmak.
***
EN KARANLIK GÜNLER
Hamas'ın insanlık dışı saldırısının savunulacak bir tarafı yok. İsrail'in bu saldırıya karşılık yaptıkları ise daha korkunç.
Bir devlet ve ordusu örgüt gibi hareket edemez! Şu an Gazze'de İnsan Hakları'nın' 'i'si yok.
Elektriği, suyu kestiler. Günlerdir bomba yağdırıyorlar. Gelen görüntüler korkunç. Kurbanlar arasında çok sayıda çocuk var.
Gazze'de 2 milyon insan resmen tutuklu gibi yaşıyor. Etrafları çevrilmiş, çıkış noktası bile bırakmadılar. 2 milyon insan ölmeyi bekliyor!
İnsanlık tarihinin en karanlık günlerinden birini yaşıyoruz.
***
Altyazı
"Ama bana öyle geliyor ki, dünyada güzel olan her şey, daha insana ulaşamadan, insanın kendi ördüğü ağlara takılıp kalıyor." (Kuru Otlar Üstüne)
