Göreve gelir gelmez kendisine kumpas kuran ABD müesses nizamı ile hesaplaşacağını söyleyen Donald Trump'ın muhtemel kabinesi neredeyse belli oldu.
Başkan adaylığı döneminde birinde hafif yaralandığı 3 suikast girişimini de atlatan Trump'ın yemin edip göreve başlayacağı 20 Ocak tarihini göremeden suikasta kurban gideceğini iddia eden yorumlar olmuştu.
Açıkçası ilk başta abartı gibi gelen bu yorumlar, Trump'ın Savunma Bakanlığı'na aday gösterdiği Pete Hegseth'in sosyal medya paylaşımıyla artık ciddiye alınması gereken bir ihtimal.
Donald Trump'ın Savunma Bakanlığı'na aday gösterdiği Pete Hegseth, kendisi ve ailesine yönelik bombalı saldırı tehdidine karşı polis tarafından uyarıldığını açıkladı.
Trump'ın sözcüsü Karoline Leavitt, yeni başkanın A takımından çok sayıda ismin benzer tehdit aldığını açıkladı.
Bu tehditlerin artarak devam etmesi şaşırtıcı olmayacak.
Dünyanın jandarmalığı görevini işlediği savaş suçlarıyla hak ettiğini düşünen ABD'nin müesses nizamı ya da derin devletinin Trump'ı o koltukta istemediği ortada.
Görünen o ki yapabiliyorlarsa Trump'ı, yapamıyorlarsa kurduğu ekibi ama siyaseten ama kelimenin gerçek manasıyla yok etmek için harekete geçmişler.
Filistin, Suriye ve Ukrayna'da yaşananlar ortadayken, ABD'nin yeni başkanı ve ekibine yönelik tehditlerin bizim için neden önemli olduğunu düşünebilirsiniz.
Terör örgütü PKK'ya gidecek yeni sevkiyattan, İsrail'in küstah saldırganlığını ne kadar devam ettireceğine dair pek çok meselenin bir ucu ABD'deki muhataplarına da çıkıyor da ondan.
Bugün, Brett McGurk'tan bahsetmeden terör örgütü PKK'nın Suriye'de yapılanması hakkında konuşabilir misiniz? Ya da Trump'ın ilk döneminde kısa süreli Ulusal Güvenlik Danışmanlığı yapan Michael Flynn görevine devam edebilseydi FETÖ ve PKK konularında aynı şeyleri mi konuşacaktık? Elbette ki hayır.
Bu suikast tehditleri 20 Ocak'a kadar artıp bazı isimlerin görevden çekilmeleriyle sonuçlanırsa yerlerine gelecek kişilerin Trump'ın kavga etmeyi vaat ettiği müesses nizam ile uyumlu olacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok.
Trump'ın ilk başkanlık döneminin son ayları, ABD'nin milyarlarca dolar harcayarak inşa ettiği "özgürlükler kalesi" imajını yerle bir etmişti.
Yeni dönem daha başlamadan "seçimlere saygı" söylemini çöpe atacak gibi duruyor.
20 Ocak tarihine kadar ABD siyasetiyle ilgili duyacağımız hiçbir habere şaşırmamak gerekiyor.
İnşallah sürecin sonunda ABD'ye "demokrasi götürülmek" zorunda kalınılmaz.