SABAH gazetesi Okur Temsilcisi Yavuz Baydar ile aynı düşünceyi paylaşmıyorum O, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Karaduman-Tandoğan davasındaki kararını SABAH gazetesinin "eksik " verdiğini iddia ediyor ve mahkemenin başvuruyu kısmen reddettiği olgusunun okurlardan esirgendiğini ileri sürüyor. Ben ise, aksine, diğer gazetelerin, "Adil yargılanma" ile ilgili bir kararı " Türbana ret" şekline dönüştürerek, okuru yanlış yönlendirdiğini ve SABAH'ın haberi veriş biçiminin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü, 3 Haziran tarihli AİHM kararı, tamamen söz konusu başörtülü öğretmenlerin adil yargılanmadıklarıyla ilgiliydi bu yüzden " ihlâl " sonucuna varılmıştı. Kararın içinde tek bir satırla, diğer müracaatların incelemeye alınmadığı belirtiliyordu. SABAH gazetesi doğru bir kurgu ile haberi verdi, başlığa, " Adil yargılanma yapılmadı" hususunu koydu; haberin içine de o tek cümleyi ilâve etti. İşte 4 Haziran tarihli SABAH gazetesindeki o cümle:
"AİHM, 3 Nisan 2007'de başvuru sahiplerinin din ve vicdan özgürlüklerinin ihlâl edildiği yolundaki şikâyetlerinin incelemeğe alınmasını reddetmişti."
Haberin neresi eksik? Karardaki o tek cümle aynen, haber metninde yer alıyor. Asıl yanlış olan " Türbana ret" başlığıdır. Zira AİHM, hiçbir zaman başörtüsü yasağını savunmamış, sadece bu yasağın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olmadığını belirtmiştir. Tıpkı %10 barajına "Sözleşmeye aykırı değil " dediği gibi.