Deniz Seki, "Evli bir adamla olduğum için bana program vermiyorlar. Buna mukabil, Hüsnü'yü jüri üyesi yapıyorlar" diyerek çifte standarda parmak basıyor. Seki'ye, "erkeklerin her zaman haklı olduğunu" gösteren ufak bir hikaye anlatmak isterim.

***

Bir gün, ormancının biri, baltasını suya düşürür. "Eyvah ne yapacağım" diye kara kara düşünürken, karşısına bir cin çıkar. "Dile benden ne dilersen" diye sorar. Ormancı, yana yakıla baltasını suya düşürdüğünü söyler. Cin, suya dalar, altın bir balta çıkarır ve "Bu senin mi?" diye sorar. "Hayır" cevabını alır. Bu defa sudan gümüş bir balta çıkarır; aynı soruyu tekrarlar ve gene adam "hayır" diye cevap verir. Üçüncü dalışında ormancının baltasını bulur ve kendisine her üç baltayı da verir. Gel zaman git zaman, aynı ormanda, ormancı karısıyla gezerken, eşinin ayağı kayar ve suya düşer. "Baltayı bulduğu gibi karımı da sudan çıkarır" diye cini çağırır. Cin, suya dalar ve Jennifer Lopez ile birlikte geri döner. "Senin karın bu muydu?" diye sorar. Ormancı "Evet" der. Cin her şeyin farkında olduğu için "Yalan söylüyorsun" diye bağırır ormancıya. Ormancı, kendisini haklı çıkaran bir gerekçe ortaya atar derhal: "Senden özür dilerim. Ama beni sakın yanlış anlama. Jennifer Lopez'e hayır deseydim, bu sefer Catherine ZetaJones ile geri dönecektin; ona da hayır deseydim karımla dönecek ve her üçünü de bana verecektin. Ben fakir bir adamım ve üç kadının sorumluluğunu taşıyabilecek durumda değilim. Bu yüzden Lopez'e evet dedim."

***

Hikayeyi gönderen Saim Güven adlı okurumuz, kıssadan hisseyi de yazmış: "Ne zaman bir erkek yalan söylüyorsa, bunun mutlaka doğru ve haklı bir sebebi vardır; mutlaka başkalarının yararını düşünüyordur."
Deniz Seki acaba, "erkeğin elinin kiri, kadının namusunun kiri" sözünü duymadı mı? Maalesef Türkiye gibi bir ülkede çifte standardı yıkmak mümkün değil.