Aydın Ayaydın, konuları derinlemesine araştırıp, güzel makaleler yazar. Ama bu defa, "bütünlemeye" kaldı. Oysa 8 Kasım 2010 tarihli yazısının başlığı, "HSYK, ilk sınavında bütünlemeye kaldı" şeklindeydi. Her gazeteci, güvendiği kişilerden bilgi alıp, beslenir. Ama yanlış beslenirseniz, "mide fesadına" uğrama ihtimaliniz kuvvetlidir. Aydın Ayaydın açısından, maalesef böyle bir durum ortaya çıktı.
Ayaydın, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK), bakanlık kararnamesindeki yargı mensuplarını, müsteşar Kahraman'ın talimatıyla, 24 saat zarfında atadığını ileri sürüyor. Acaba bakanlığın listesi ve atananların görev yerlerini gösteren ne gibi bir bilgiye sahip? Keşke, HSYK sitesine girip, bir inceleme yapsaydı. Malum, artık devlet şeffaflaştı. Hızlı bir bilgi akışına sahibiz. Kararnamede, 138 unvanlı hâkim ve savcı ile 78 normal yargı mensubunun ismi bulunuyordu. HSYK, 138 unvanlı hâkim ve savcıdan, sadece 54'ünü, bakanlığın teklif ettiği yere gönderdi. 59'unu, bakanlık teklifine uymayarak, başka şehir ve mahkemelere atadı. 25 kişiyi, toptan kararnameden çıkarttı. Bir başka ifadeyle, onları yerlerinde bıraktı. Teklifte bulunmayan 18 ismi de, çeşitli mahkemelere yolladı. Böylece, 138 unvanlı hâkim ve savcının % 61'inde, bakanlığın teklifine uyulmadı. Öğrendiğimiz kadarıyla, eski HSYK, bakanlıktan gelen kararname üzerinde % 10'luk bir isim değişikliğine gidermiş. Son yaz kararnamesinde, -hani tartışma çıkan kararnamede- HSYK, yalnız % 25'lik bir değişiklik önermiş.
Dolayısıyla, "Bakanlık emir verdi, HSYK, 24 saat içinde talimatı yerine getirdi" iddiası gerçeklerle bağdaşmıyor. Kaldı ki, 24 saat değil, inceleme tam bir hafta sürmüş.
Ayaydın, başsavcıyken savcı yapılan bazı isimleri vererek "tenzil-i rütbeden" söz ediyor:
Amasya Başsavcısı Hüseyin Aksu, Üsküdar'a, Şırnak Başsavcısı Mustafa Gümüş, Marmaris ilçesine, Ünye Başsavcısı Cem Sağdıç, Antalya'ya düz savcı olarak, Sinop Başsavcısı Ömür Topaç ise, Erzurum Başsavcı vekilliğine atanmış. Ayaydın, bir de hüküm cümlesi kuruyor: "Bu kişilerin, doğum yerlerine ve etnik kökenlerine bakılarak mı, başsavcılıkları ellerinden alındı?"
Ben de inceledim ve bilenlere sordum:
Amasya Başsavcısı Hüseyin Aksu, daha önceki HSYK'nın kararıyla Gaziantep Başsavcı vekilliğine atanmıştı. Hakkında bir soruşturma mevcuttu. Adı geçen kişi, Gaziantep yerine, İstanbul'da uygun görülecek bir yer talep etmiş. Böylece 2. Bölge Amasya'dan, 1. Bölge Üsküdar'a gelmiş.
Şırnak Başsavcısı Mustafa Gümüş' ün, Marmaris'e gönderilmesi bir tenzil- i rütbe değil. Zira Marmaris, hem iş yükü daha fazla olan, dolayısıyla daha önemli bir yer, hem de Şırnak'la mukayese edildiğinde, yaşanması cazip, şirin bir ilçe.
Ünye Başsavcısı Cem Sağdıç, talebi üzerine Antalya savcısı olmuş.
Sinop Başsavcısı Ömür Topaç, eşinin Erzincan/Tarcan ilçesi Noterliğine atanması sebebiyle, uygun görülecek bir yere gönderilmesini istemiş. Talebi dikkate alınarak, Erzurum Cumhuriyet Başsavcı vekili görevine getirilmiş.
Son bir hatırlatma: 2009 yaz kararnamesine baktığımızda, eski HSYK'nın da, 7 başsavcıyı, düz savcılığa getirdiğini görüyoruz. Bunlardan sadece biri talep gereği.
Dedim ya, birileri, belki de Bodrum'dan komşu olduğu Kadir Özbek (eski HSYK Başkan vekili) onu beslemiş ama kötü beslemiş.
