İş dünyasında tanıdığım en içi içine sığmaz, yerinde duramaz, bir eli sürekli Blackberry'sinde, aynı anda bir kaç olayı birden yöneten CEO kim deseniz herhalde ilk sırada Sani Şener'i gösterirdim. Hafta sonu A Haber'de yayınlanan İş'te Hayat programım için bir araya geldiğimizde 'sahada durmadan koşuşturan bir CEO'nun özellikleri de ortaya çıktı.
Aynı anda 5 farklı bölgede havalimanı inşaa etmekte olan ve pek çok havalimanını da işleten TAV'ın CEO'su Sani Şener o gün bana, "Şantiyecilikte kullanılan bir tabir vardır. Ofiste oturmayın hep sahaya çıkın deriz. Onun sahası şantiyesi, bizim sahamız da dünyanın neresinde iş yapıyorsak orasıdır.
Bir lafım var. 'Ağaçlarını bilmediğiniz ormanı yönetemezsiniz' diye. Bilmek için de gitmek lazım" diyerek neden yerinde oturmadığını çok güzel özetledi aslında. Başarının arkasında da sanırım işte bu yatırıyor.
Sani Şener'e, Libya'daki kaos günlerini hatırlatıp, "Libya'da mahsur kalan sadece çalışanlarınızı değil başkalarını da kurtarmak için gittiğinizde hiç korkmadınız mı" diye sordum o gün. "Aklımıza korku gelmiyor" diyerek soruma şöyle cevap verdi:
"Sanki Vietnam Savaşı'yla ilgili filmlerden bir kareydi o günler. Filmlerde gördüğünüz şeyler başınıza geliyordu.
Arkadaşlarım skype'tan ulaştı ve havalimanında 60 bin kişi olduğunu ve kimin nereye bineceğini bilmediğini söylediler.
Küçük bir havalimanı. Biz inşaatı yapıyoruz. Onları orada bırakamazdık.
Gencecik 250 mühendis yollamışız, anneleri babaları merak içinde. O zaman atlayıp gideceksiniz ben de öyle yaptım. Yıllardır dünyanın çok tehlikeli bölgelerinde çalıştık, ondan dolayı aklımıza gelmiyor korku. Yoksa her insan korkar. Ben de korkmuşumdur ama aklıma gelmedi o an. Kurtarmak önemliydi.
Arkadaşlarımızı Tunus üzerinden uçakla getirdik. Ama daha da önemlisi 4 bin civarında Vietnamlı ve Taylandlı vardı bizim şantiyelerde çalışan. Onlara kimse sahip çıkmıyordu. Biz onları İtalya'dan gemi kiralayıp Malta'ya, ordan da uçak kiralayıp ülkelerine yolladık.
Şimdi Vietnam ve Tayland'da öyle itibarımız var ki istediğimiz kadar işçiyi dünyanın her yerine götürebiliriz."