Pandemi hayatımızı derinden etkileye dursun, üniversitelerimizdeki heyecan verici gelişmeler durmuyor. Türkiye'nin ilk Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği Bölümü'nün, İstanbul Teknik Üniversitesi'nde kurulduğunu öğreniyorum. Üstelik daha da güzeli böylesi önemli bir bölümde kadın akademisyenler ön planda.
Şimdi gönlüm istiyor ki böylesi önemli mühendisliğe, kız öğrenciler daha çok ilgi göstersin ve 2020-2021 yılında ilk öğrencilerini kabul edecek olan bölümde kızlar öne çıksın.
İTÜ bünyesinde yürütülmekte olan ulusal ve uluslararası yapay zeka ve veri mühendisliği çalışmalarını lisans üstü eğitimine taşıyacak olan bu bölüme ilk yıl 40 öğrenci kabul edilecek.
Yapay zeka teknolojilerinin bir ülkenin gelişiminde oynadığı rolü bilmem anlatmaya gerek var mı? Dünyada her gün üretilen 2.5 kentilyon verinin analizi yapay zeka teknolojilerinin yardımıyla yapılıyor ve robotikten doğal dil işlemeye; bilgisayar ile görü gibi ileri teknolojilerden sağlık hizmetlerine kadar pek çok farklı alanda kullanılıyor.
Yapay zekanın 2030'a kadar küresel ekonomiye 15.7 trilyon dolar katkı yaparak küresel gayri safi yurtiçi hasılayı yüzde 14 artırması bekleniyor. Dahası 2021 yılının sonuna gelindiğinde ise, yeni gelişen teknolojilerin en az yüzde 80'inin yapay zeka teknolojilerinden beslenmiş olacağı öngörülüyor.
İTÜ ise son beş yılda yapay zeka alanında aldığı atıflarla Türkiye üniversiteleri arasında birinci sırada yer alıyor ve yapay zeka altyapıyısıyla ilgili çalışmalar, 2018 yılından beri İTÜ Yapay Zeka ve Verimi Bilimi Uyfulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülüyor.
Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şule Gündüz Öğüdücü, "Bölümümüzde yeni yapay zeka ve veri bilimi algoritmalarının da geliştirileceği güçlü bir ekosistem oluşturacak" diyor ve kritik önem taşıyan alanlarda milli teknolojilerin gelişmesine katkı sağlayacaklarını vurguluyor.
Bölümün başarılı akedemisyenleri milli teknoloji üretiminde öne çıkan projelerle de isimlerinden söz ettiriyor. İTÜ'den aldığım bilgilere göre, mesela Prof. Gündüz Öğüdücü, derin öğrenme yöntemleri ile karşılıklı öneri sistemi geliştirmeye çalışan bir TÜBİTAK projesinin yürütücülüğünü yapıyor. Aynı şekilde Prof. Dr. Gözde Ünal'ın da içinde bulunduğu çalışma, 3-boyutlu bilgisayarlı tomografi (BT) görüntülerinden Kovid-19 hastalığının akciğer bulgularının yapay zeka teknikleri ile hesaplanmasını hedefliyor.
Doç. Dr. Berk Canberk Türkiye'de sektörün önde giden şirketleriyle yapay zeka tabanlı 4G, 5G ve 6G ve akıllı iletişim sistemleri alanlarında çalışmalar yapıyor. Doç. Dr. A. Cüneyd Tantuğ, yapay zeka, yapay öğrenme, derin öğrenme, doğal dil işleme ve bilgisayarlı çeviri alanlarındaki çalışmalara imza atıyor. Doç. Dr. Hatice Köse, yapay zeka tabanlı yaklaşımlarla işitme engelli ve otizmli çocuklarla ilgili çalışmalar yapıyor. Doç. Dr. Gülşen Eryiğit, her dil için yerli geliştirilmesi gereken bir teknoloji olan Doğal Dil İşleme alanında 20 yıldır Türkçe üzerine çalışıyor. Doç. Dr. Sanem Sarıel, son dönemdeki akademik çalışmalarını bilişsel robotların yaşam boyu öğrenme yöntemlerine yoğunlaştırıyor.
Hepsi birbirinden kıymetli akademisyenlerle, İTÜ'nun yapay zeka konusunda bu önemli bölümü devreye alması bu dönemde görebildiğimiz güzel haberlerden bir tanesi değil mi?
