İfade alanının "zaten" daraldığını, insanların elinde kala kala sosyal medyanın kaldığını ve yeni internet yasasıyla ağzını açanın davalık olacağını söyleyen muhalefetin önde giden aktörlerinden Gürsel Tekin, 1300 kişiye dava açmış.
Kendi ifadesiyle bunların önemli kısmını da cezaya çevirmiş.
Seçimleri kazanmaları halinde kendilerine muhalefet eden medyaya el koyacaklarını söyleyen Tekin'e yakışan bir performans doğrusu...
Geçen gün bir gazetede haberdi... Durup durup "Korkmayın konuşun" diyen İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de tam 15 bin kişiye tutuklama talebiyle dava açmış.
15 bin!
Akşener'in tutuklama talebiyle dava açtıklarından biri, kendisine Twitter'dan "madam" diyen 68 yaşında emekli bir kadın mesela... Dava açılanlardan kaçı Z kuşağından dersiniz?
Muhalefetteyken, sınırlı avukat ekibiyle böylesine bir sayıya ulaşan Meral Hanım'ın iktidarın imkânlarıyla kırılmaz rekorlara ulaşacağını tahmin etmek zor değil.
Geçtiğimiz günlerde seyahatine CHP yandaşı olmayan bir gazeteciyi davet ettiği için özür dilemek zorunda kalan Ekrem İmamoğlu, dün bir törende "Siz bir de bizi Millet İttifakı'nın iktidarında görün" diyordu.
Görmemize gerek yok, tahmin etmekte zorlanmıyoruz.
***
İLHAN KESİCİ'Yİ SAMİMİ BULDUKLARI İÇİN ÇİZDİLER
Dün muhalifler, İsmailağa Cemaati'nin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'nun Fatih Camii'ndeki cenaze törenine katılan CHP Milletvekili İlhan Kesici'ye veryansın ediyorlardı.
Aralarında "Kesici'yi sakın aday falan diye önümüze koymayın" diye uyarı yapma ihtiyacı duyanlar çoğunluktaydı.
Kesici'nin "seçim kampanyasına" Fatih Camii'nden başladığını düşündükleri için kızgınlar diyeceğim ama... Dini merasimlere katılıp el açan Canan Kaftancıoğlu, camilerde dua videoları çeken İmamoğlu gibi muhalif siyasetçilerini anlayışla karşıladıklarını, hatta "Oyunu kurallarına göre oynuyor" diyerek tebrik ettiklerini de biliyoruz.
Bence İlhan Bey'i çizmelerinin sebebi, onun dini bir kanaat önderinin cenazesine isteyerek gidebilme ihtimali.
Ölmüş bir insana "helallik" vermek gibi insani bir durumu bile "suç, ayıp" sayanların "helalleşmesinden" Allah'a sığınırım.
***
ORMAN YAKANA NE CEZA VERİLMELİ?
Marmaris'teki orman yangınlarını başlattığını itiraf eden ve iki benzin bidonuyla birlikte yakalanan 34 yaşındaki Sacit Ayhan, "Babama kızdım, alkollüydüm" demiş.
Günlerdir yangın bölgesinde mesai yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, zanlı hakkında dün şunları söylüyordu:
"İdam konusu Türkiye'de çok tartışılıyor ama idamın da kendine ait bir caydırıcılık süreci söz konusu. Evet ağza hoş gelmiyor. Ama başka bir şey var. Bu kadar sorumsuzluğun da kendi adına güçlü bir cezası olması gerekir."
Marmaris'teki söndürme çalışmalarını yerinde takip eden Cumhurbaşkanı Erdoğan da akşam saatlerinde, "Caydırıcı bir ceza. Ucu nereye dayanıyor, idama mı idama..." dedi.
Geri döndürülemez bir ceza olduğu için idama amasız fakatsız karşıyım.
Ne var ki kanunlarımızın kasten orman yakma suçuna öngördüğü cezanın hafif kaldığı da ortada.
Zira affa kapalı olsa da bu suçun cezası 10 yıl hapis.
Bence ceza, bu yaratığın yaktığı ormanların eski haline gelmesinin kaç yıl gerektiği hesap edilerek belirlenmeli.
Bir ömür yeter mi?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
