Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, anayasal sistem içindeki pozisyonu, çağdaş demokrasilerdeki gibi yeniden tanımlanıyor. Bugün bir grup personeli, Meclis'i ve meşru hükümeti iş yapamaz duruma düşürme iddiasına muhatap olan TSK bünyesel arınma sürecinde. Ancak bu sorunlar, TSK'nın özgün kurumsal yapısını ve kurallarını görmemize engel değil. Silahlı Kuvvetler'in içine düştüğü zorlu hukuki tablo, askeri liseden harp okuluna, muvazzaf subaydan komuta kademesine uzanan geniş bir çevrenin kimyasını etkiliyor. Profesyonel askerin yetiştirilme tarzı da üst rütbedeki komutanın karar verme biçimi de güncel gelişmelerden nasibini alıyor. Lakin devam eden yargılamaların seyri, askerin terfi sistemini kilitliyor. Terfisi gelenin bekletilmesi, yerine alttan birinin zamansız atanması, ileride mahkûm olmayacak bir diğerinin terfi potasına girme ihtimali benzersiz problemlere dönüşüyor. Özetle, hukukun üstünlüğüne sözde değil özde bağlı olmaya çalışan TSK, hüküm kurulması geciktikçe sancılanıyor. Adaletin bir an önce tecellisi hem demokrasinin kalitesi hem de TSK'nın işine odaklanması bakımından önem taşıyor!