Önceki gece Ali Babacan'dan gelen mesajı okuyoruz; "bankacılara tavsiyem, ideolojik tartışmaların dışında dursunlar, kendi işlerine odaklansınlar." Devamında; "faiz lobileri herhalde kendilerini iyi biliyorlardır."
Dün de Zafer Çağlayan'ın mesajı geliyor önümüze... Gayet net diyor ki; "Şu anda bankalar, bankacılık yapsınlar ama başka işlerle uğraşan bankalar var. Bunların isimleri bizde kayıtlı..."
Ekonominin tepe yönetimindeki her iki bakan biliyor olabilir. Elinizde kaydı da var. Faiz lobileri de kendilerini biliyor... İyi de biz bilmiyoruz. Kim bunlar? Adlarını açıklamanın ne sakıncası olabilir?
Son 10 yılda bütün statükoları devirerek bugüne gelmiş iktidarın bu iki güçlü bakanından, finansal statükonun aktörlerinden; "söylenmek" yerine, bunların kim olduğunu "söylemelerini" bekliyorum.
Söylemeyip söylenmek, işe yaramıyor zira... Piyasaların aklı karışıyor. Testiyi kıranla suyu getireni ayrıştıramıyoruz. İşinin ehli ve iş tanımına odaklananlar da töhmet altında kalıyor.
Belki de söylenip fakat söylemediğiniz için, onlar kendilerini bilse dahi; "ideoloji yapmaktan" geri durmuyorlardır. Kamuoyu bunları tanısın. Onlar da çıkıp kendilerini savunsun. Kamuoyu dinlesin ve vicdanıyla doğru kararı oluştursun.
Söylenmeyin; söyleyin... Ancak bu sayede öfkeyi doğru adreslemiş oluruz. Söylenmeyin, söyleyin ki finansal statükonun aktörleri, oluşacak kamuoyu baskısının yardımıyla kendilerine çekidüzen verme ihtiyacı hissetsin. Adlarının faiz lobisi tanımıyla yan yana gelmesi; Rekabet Kurumu'nun cezasının, "kiraz parası" diye küçümsemeye benzemeyeceğini kavrasınlar.