Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dün açıkladığı Öncelikli Dönüşüm Programları Eylem Planı, 2023 hedeflerine doğru ekonomiyi hızlandıracak hayati tedbirler içeriyor. En önemlisi, karmaşada yol almayı tasarlaması ve siyasi riskler ile dış şoklara karşı daha dayanıklı hale getirmesi...
25 alanda 1350 eylem planı, üçleme paket olarak tasarlanmış... 9 maddelik açıklanan ilk bölüm, reel ekonomiye dair tedbirler içeriyor. Her biri 8'er bölümlük, diğer ikisi sırasıyla, makroekonomik adımlar ve insan odaklı yapısal dönüşüme dair olacak.
G-20 dönem başkanlığını devralmaya hazırlanan Türkiye'nin üye ülkelerden talep ettiği çalışmaları, önce kendisinin yerine getirmesi gerekiyordu. Getirdi... Detayları bu sayfada yer alan 30 milyarlık paketin içeriğini 4 kelimeyle özetliyorum: Nicelikten niteliğe Türkiye ekonomisi.
Dün Ankara'da bu paketin yansımalarını araştırdım. Her tedbirde "bana teşvik yoksa boşver" diyenleri ayrı tutarak şunu söylemek mümkün: "Ekonomide Orta Vadeli Program'ı hızlandıracak ve ekonomik istikrarı kuvvetlendirecek kararlılık sergilenmiş..."
Bir sonraki adım? İkinci bölümde açıklanacak olan makro ekonomik tedbirlere dair aldığım duyumlar, Merkez Bankası'nın bu paketle uyumlu çalışma zorunluluğunu artıracak gibi görünüyor. Kendini enflasyon hedefine hapseden Merkez Bankası yerine, büyümeyi dert eden zihin yapısı şart.
Üçlemenin son bölümü, insan odaklı yapısal dönüşüm konularını içeriyor ve öğrenebildiğim kadarıyla toplumdaki gelir dağılımını düzeltici, eğitime nitelik kazandıran, diploma yerine beceri odaklayan ve istihdamı önceleyen tedbirler manzumesi geliyor.
Peki, bu pakete dair hangi umutları beslemeliyiz? Ciro yerine kâr, değişim değeri yerine kullanım değeri, turist sayısı yerine turist başına gelir, değer üretmeden kazanç yerine katma değer oluşturma gayreti... Kamu kurumlarının pakete dair bütüncül yaklaşımı bu yüzden talep ediliyor zaten.
Son olarak... Bana göre özel sektör de bu tedbirler paralelinde kendi firma paketlerini hazırlamalı. Zira vasat büyüme sadece hükümetin, kamunun değil, hepimizin derdidir; bu yüzden hızlanıyoruz.
