İşletmelere yılda ortalama 10 bin lira külfet getiren odalara üyelik yasal zorunluluk olmaktan çıkarılıyor. Bu, son derece hayırlı bir gelişme. Ekonomiden her yıl 1 milyar lirayı emen odaların ürettiği değeri sorguladıkça, akla yakın öneriler de yağmaya başladı.
Uzun süredir odalara üyeliği yasal zorunluluktan çıkarmayı önerip durdum; nihayet bu konuda çalışma başladı. Üyelik zorunlu olmaktan çıkarılıp gönüllülük esasına oturtulunca kurumlar arası rekabet başlayacak.
Kurumlar arası rekabet neden bu kadar önemli? Yalnızca odalar değil, birlik ve benzeri bütün kurumların en büyük sorunu, yasaya sırtını dayayıp hantallaşmaları... Eylem odaklı olamıyor, değer üretmek yerine makam üretiyor, mikro iktidar alanları oluşturuluyor.
Rekabet sayesinde odalar, birlikler ve kurumların üye tabanını genişletmek, etkinliklerini artırmak ve toplumdaki itibarlarını yükseltme gayreti oluşacak. Bu da kurumların toplam verimini artırdığı gibi aralarında işbölümü / işbirliği geliştirmelerini gerektirecek.
Kurumlar arası rekabetin getireceği bir diğer fayda, her birinin uzmanlık merkezi haline gelecek olmalarıdır. Misal Kayseri odası da Denizli odası da kendi iline dair nitelikli bilgiuzmanlık geliştirmek zorunda kalacak.
Düşünülen yeni sistemde aidat ortadan kalkacak, ücret ise hizmet alan tarafından ödenecek. Bu noktada verilen hizmetlerin niteliği kadar gerekliliğini de tartışacağız. Değer üretmeyen, gerekmeyen, bürokrasinin işgüzarlıkla talep ettiği belgeleri de yeniden tartışacağız.
Ancak öncelikle zorunluluktan kurtulacak, kurumlar arası rekabeti başlatarak, devlete, yasaya, bakanlıklara sırtını dayayıp üyeleri üzerinden ikbal oluşturanları açığa çıkaracağız.