Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nda iş dünyasına hitap ediyor ve yüksek faiz uyarısıyla birlikte özeleştiride bulunuyor; "başarısız olduğum konulardan biri de budur." Önce uyarıya yer verelim; "yüksek faizlere dikkat edin lütfen. Girişimcilerimizi artırmak zorundayız. En fazla parayı finans sektörü kazanıyor. Çok fazla da yorulmadan kazanıyorlar. Kalkıp el ele vermeye mecburuz.
Yatırımcının önünü açmaya mecburuz. Bu etle tırnak gibi. Bugün Amerika bir puan uyguluyorsa, bize ne oluyor? Tek kelime ile bu zulümdür. 'Siz Başbakan olduğunuzda neden bunu yapmadınız?' derseniz... Başarısız olduğum konulardan biri de budur."
Faiz tartışmalarını hatırlıyorum. Merkez'in bağımsızlığı ve kuruluş yasasından gelen görev tanımını aktarmakta fayda var; Merkez Bankası "Kuruluş Kanunu" 4'üncü maddesi; "TCMB'nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır.
Banka temel amacıyla çelişmedikçe ülkenin kalkınması için uygulanacak politikaları da desteklemeye çalışmaktadır" der. Merkez böyle ise finans sektörünün; büyümeye değil de yalnızca kendi bilanço kârlarına hizmet etmesi düşünülemez.
28 Ocak gece yarısı olağanüstü kararla faizi 5,5 puan birden zıplatan Merkez'in hangi merkeze bağlı olduğunu bir türlü öğrenemedik. Döviz zıplarken seyreden, geç kaldığı için faizde şok yaşatan tutumu yüzünden büyümeyi feda ettik.
Bağımsızlığa gelince... Kendi ülkesinin büyümesinden hatta "tek sorumluluk alanım" dediği enflasyonu yönetmekten de bağımsız bir Merkez'iniz var ise faiz, başarısızlık alanı olarak tanımlanmıştır artık.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "başarısız olduğum alan" dediği faizin Türkiye'deki serencamı tam da budur ve Merkez'in kuruluş yasası değişmediği sürece finans sektörünün kolay kazancı gibi faizin saltanatı da sürecek...