Bireysel Emeklilik Sistemi zaten tasarruf oranı düşük ülkemiz için bir ihtiyaçtı. Doğru zamanda doğru adımlarla hayatımıza girdi. Halen gönüllü katılımla işleyen sisteme katılana devlet %25 katkı sağlıyor. Şimdiye dek 6 milyon insanımız 47 milyar liralık fon biriktirdi.
Hazirandan itibaren BES'e katılım tedricen otomatik hale gelecek. 8 yıllık geçiş süreci ardından BES fonu toplamı 400 milyar liraya tırmanacak. Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Bostan, Ortaköy'deki ofisinde, sistemin mükemmelleşmesine dair önerilerini paylaşırken bu sayede ülkenin kazanacağı fırsatları art arda sıralıyor.
Tam da bu noktada aklıma benzer öyküler geliyor ve Mehmet beye, fonu toplamak kadar bunu hakkıyla yönetmenin önemini hatırlatıyorum. Mehmet Bostan "kötü yönetilirse siyasi sonuçları da kritik olur" diyerek bu kaygımı paylaşıyor: "Parayı biz topluyoruz ama yatırım kararını portföy şirketleri veriyor."
Önerisi, fon yönetimine yeni ruh getirilmesi... Yeni ruhtan kasıt, bir yandan ülkenin katma değerli üretimine destek için halen yüzde sıfır olan reel sektöre fon aktarımı sağlanması, diğer yanda şeffaflık, yetkinlik ve hesap verebilirlik ilkelerinin sisteme kazandırılması...
Vakıf Emeklilik Genel Müdür Yardımcısı Adem Duman yetkinlik için finans dahil insan kaynaklarının sistemde daha iyi oluşturulmasına vurgu yapıyor. Şu anda BES fonları %49 devlet tahvili, %14 hisse senedi, %3 özel sektör tahvili, %8 fon, %6 ters repo, %2 yabancı menkul kıymet ve %10 diğer alanlardan nemalanıyor.
Şüphesiz en önemli konu BES'e güvenip fonu BES'leyenlerin, birikimlerinin en iyi şekilde değerlendirilmesinden emin olmasıdır. Geçmiş tecrübeler hatırımızdadır. Konut Edindirme Yardımı (KEY) ve Zorunlu Tasarruf Fonu (Zor-Tas) denemelerimizde biriken fonların nasıl ziyan edildiğinin yakın tanığıyım.
Bu açıdan Mehmet Bostan'ın önerisi, "şeffaflık, yetkinlik ve hesap verebilirlik" ilkelerinin ışığında yeni ruha ihtiyaç var. Görünen o ki Vakıf Emeklilik, bu alanda niceliksel olarak sektör liderliğiyle kalmayıp sistemin nitelik dönüşümünde de öncülük yapıyor.
