Bu hafta içinde Dünya Fikri Mülkiyet Günü kutlandı. Çok alışık olmadığımız ve hep ihmal ettiğimiz "fikri mülkiyet" konusu artık çağdaş ülkeler gibi Türkiye'nin de gündeminde. Bu alanda son 7 yılda önemli adımlar atıldı ve artık kimse sahibinden izin almadan bir eserin kullanılamayacağı gibi telif hakkı da bir standarda bağlandı.
Bu gün nedeniyle İstanbul'da Müzik Eserleri Sahibi Meslek Birliği (MSG) bir gece düzenledi ve o gecede hoş bir karar alındı. Eser sahipleri küçük birikimleriyle Türkiye'nin 7 bölgesinde tam donanımlı 7 müzik sınıfı yapacak.
Ancak bölgelerdeki okulların hangi ile yapılacağı merak ediliyordu. Bu da kurayla belirlendi. Kura sırası Güneydoğu'ya gelince Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Abdurahman Çelik çağrıldı. Çelik, Güneydoğu'lu olduğu için espriyle karışık şöyle bir uyarı yaptı:
"Bu kurayı bana çektiriyorsunuz ama sonra Adıyaman'a çıkmazsa beni Adıyaman'a sokmazlar... Belki de o yüzden arkadaşlar bütün toplara Adıyaman yazmıştır."
Şans korkuya galip gelmiş kura Adıyaman'a çıkmıştı. Çelik, bu kez mecburen tek tek torbadaki şehirlerin ismini okuyarak bir kıyak olmadığını gösterip eser sahiplerine teşekkür etti.
Bu senenin teması ise "vizyoner yenilikçiler"di. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay şöyle diyordu:
"Bakanlığımız ülkemiz topraklarının ilham verdiği tüm vizyoner yenilikçileri desteklemekte ve kültür endüstrimize yaptıkları katkılara büyük önem vermektedir."