Önümüzdeki pazar günü komşumuz Bulgaristan'da seçim var. Dikkatinizi çekerim, bir yılda üçüncü seçim yapılıyor. Parlamenter sistem özlemcilerine duyurulur. İşin bu tarafı bir yana, Bulgaristan'da ilk kez cumhurbaşkanı adayları arasında bir Türk var; Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Başkanı Mustafa Karadayı...
HÖH, bir önceki seçimde 29 milletvekili çıkartarak 240 milletvekilinden oluşan Bulgaristan Parlamentosu'nda üçüncü partiydi.
Son yapılan kamuoyu araştırmalarında da bu sırayı koruyor. Birinci sırada Sosyalist Parti tarafından desteklenen mevcut Cumhurbaşkanı Rumen Radev, ikinci sırada ise GERB Partisi'nin adayı Anastas Gerdzhikov var.
Bu kez seçimleri farklı kılabilecek iki faktör mevcut: Türk aday Karadayı'nın yükselen grafiği ile Türkiye'de çifte vatandaş olan 350 bini aşkın Bulgaristan'dan gelen Türk seçmenin büyük oranda oy kullanma ihtimali.
Geçen seçimlerde bu seçmenin sadece 30 bini oy kullanmış. Buna rağmen HÖH 29 milletvekili çıkarmış. Eğer Türkiye'deki seçmenin önemli bir kesimi sandığa giderse HÖH'ün, milletvekili sayısını 50'ye çıkarması sürpriz olmaz.
Bu nedenle Hak ve Özgürlükler Hareketi İstanbul Temsilcisi Fahri Vatansever, Türkiye'deki seçmenleri oy kullanmaya çağırıyor:
"14 Kasım'daki seçimlerde Türkiye'deki seçmenlerimizin sandığa gidip hem vekil adaylarımızı hem de cumhurbaşkanı adayımızı desteklemelerini bekliyoruz. Eğer 40-50 vekilliği yakalarsak parlamento dengesi değişecek ve biz de hükümet ortağı olacağız. Türkiye'deki seçmenlerin oy kullanması bu yüzden çok önemli."
Balkan Göçmenleri Derneği Onursal Başkanı Turhan Gençoğlu ise şöyle diyordu:
"Türkiye'de 350 bin civarında oy verme hakkına sahip çifte vatandaş var. Bu seçime katılımın hem kendilerinin hem çocuklarının geleceği, hem de demokratik kültür açısından çok önemli olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Bu seçimlerin dostumuz, komşumuz, ortak çıkarlarımız olan Bulgaristan'a hayırlı olmasını temenni ediyorum."
Son bir not: Türkiye genelinde Edirne'den İstanbul'a, İzmir'den Adana'ya tam 135 yerde sandık var. Bir oy çok şeyi değiştirebilir...
***
CHP'DE KORUMA KRİZİ
Sadece İP'te değil, CHP'de de sular durulmuyor. Siyasi aktörlerin cumhurbaşkanlığı için arka plandaki rekabeti bir yana, sık sık taciz ve tecavüz olaylarıyla sarsılan CHP bu kez de koruma kriziyle karşı karşıya... Daha önce de yazdım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun devletin görevlendirdiği koruma müdürü Koray Aslan, sanıyorum özel ilişkileri nedeniyle resmi görevinden ayrıldı ve CHP'nin özel güvenlik müdürü oldu.
Ancak hâlâ o eski görevini sürdürüyor ki, bir süre önce Kılıçdaroğlu, Muğla'ya giderken bineceği özel uçakta devletin görevlendirdiği koruma müdürü ile Koray Aslan arasında ciddi bir gerilim yaşandı. Yaşandı diyorum, çünkü o uçağa, ana muhalefet partisi genel başkanını korumak için devletin görevlendirdiği koruma müdürü binemedi. Dahası bırakın binememeyi, bir de Aslan'ın hakaretlerine maruz kaldı. Bunun üzerine kendi kurumuna gidip, "Sorumluluk bende değil" diye bilgi verdi, ancak değişen hiçbir şey olmadı.
Bu garip durum yarın bambaşka bir sonuca yol açarsa acaba sorumlusu kim olur?
