Başbakanlık bünyesindeki Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı geçenlerde bir kitap gönderdi. Adı: "Sessiz Devrim".
255 sayfalık kitapta, son 10 yıllık dönemde "Türkiye'nin demokratik değişim ve dönüşümü"nün envanteri çıkarılıyor.
Başbakan Erdoğan, kitaba yazdığı önsözde "Sessiz Devrim"i şöyle anlatıyor:
"Devlet insan için vardır, insana hizmet için vardır. İnsanına değer vermeyen, insanını öteleyen, dışlayan, vatandaşları arasında ayrım yapan, kendini vatandaşına karşı koruma altına alan bir devlet, hizmet üretemez, hakları güvence altına alamaz, ülkeyi büyütemez ve refahı tesis edemez. Devlet, kendini halkının karşısında konumlandıran bir varlık değil, halkıyla var olmak zorunda olan, halkına hizmetle mükellef olan bir yapıdır.
Bu devrimle kendi vatandaşını tehdit olarak gören devletçi yaklaşım yerine, farklılıkları zenginlik olarak kabul eden, vatandaşı ve vatandaşa hizmeti esas alan bir anlayışı yürürlüğe koyduk.
Bütün bu köklü reformlar, sivilleşme ve demokratikleşme hamleleri neticesinde çok daha güçlü, çok daha zengin, çok daha mamur, çok daha demokratik, çok daha özgür bir Türkiye'yi inşa ettik."

***
Pek çoğunu kanıksadığımız, artık olağan kabul ettiğimiz, içselleştirdiğimiz, yaşamımızın "Doğal" bir boyutu görmeye başladığımız bu reform paketlerinin sayısını bilen var mı?
Kitaptaki envanteri üşenmeden saydım. İşte yıl yıl dökümü:
2002: 20 düzenleme.
2003: 36 düzenleme.
2004: 21 düzenleme.
2005: 13 düzenleme.
2006: 8 düzenleme.
2007: 5 düzenleme.
2008: 7 düzenleme.
2009: 10 düzenleme.
2010: 35 düzenleme.
2011: 16 düzenleme.
2012: 28 düzenleme.
2013 (İlk 6 ay): 22 düzenleme.
"Demokratik devrim" bir maratonsa, 10 yılda toplam 221 kilometre koşmuşuz.
Masalların girişindeki tekerlemeyle ifade etmek gerekirse, "Az gittik uz gittik" ama asla "Bir arpa boyu" yol gitmedik.
***
Başbakan Erdoğan'ın dün bayram namazı sonrası yeni "Demokratikleşme paketi" ile ilgili açıklamalarını sevinçle dinledim: Yeni yasama yılına kadar pakete düğüm atılacak ve Meclis'in açılmasıyla birlikte gündeme getirilecek.
Sevinçle dinledim; çünkü son zamanlarda maratoncunun nefes darlığı çekmeye başladığına ilişkin yorumlar, eleştiriler yükselmeye başlamıştı.
Noktayı Erdoğan'ın "Sessiz Devrim" envanterinin önsözündeki son cümlesiyle koyayım: "Gelecek nesillere çok daha güçlü, çok daha müreffeh bir Türkiye emanet etmek umuduyla..."