Fenerbahçe'de takım ve camia Plzen maçından korkuyordu.
Zira rakip tam bir kapalı kutuydu. Üstelik gruplarda Atletico Madrid, bir üst turda ise Napoli'yi yenmişler. Hatta Napoli'yi içerde dışarıda toplam 5 gol atarak elemişler.
Ama dün gece gördük ki rakip Viktoria Plzen, korkulacak bir takım değil.
Onlar da Fenerbahçe'den ürkmüşler ki ortaya klasik kontrollü bir oyun çıkıverdi. Fenerbahçe yapması gerekeni yaptı, her zamanki gibi bol paslı oynadı, zaman zaman kanatlara indi, bol şut çekti ve yakaladığı 3-4 pozisyondan birini gole çevirip tur için büyük bir avantajla İstanbul'a döndü. Plzen maç boyu Fenerbahçe'yi kendi sahasında bekleyip tilki gibi bir açığını kolladı ama bulamadı. İlk devre Volkan'ın kısa pasını Plzenli Rajtoral'ın vuruşu direkten döndü, hepsi bu. Üstelik ilk devre Kuyt sert gelen ortaya biraz yumuşak vursa Fenerbahçe maçı daha ilk yarıdan kopartabilirdi.
İkinci yarı maç tıpkı ilk yarıdaki gibi mutlak Fenerbahçe'nin kontrolünde geçti. Bu arada Plzen kalecisi gününde olmasa, Fenerbahçe 2-3 farklı skorla turu daha dün gece bitirivermişti.

ZOR MAÇLARIN KURTARICISI...
Son dakikalar herkes "Acaba maç 0-0 mı bitecek?" derken sahneye bu sene zor maçların büyük kurtarıcısı Webo çıktı. Aslında dün gece bence golün kahramanı Webo değil, Moussa Sow. Sow kafayı vurdu, kaleciden döndü, Webo da kafayla boş kaleye yuvarladı. Sonuçta korkulan başa gelmedi.
Üstelik 1-0 harika bir sonuç. Çünkü İstanbul'daki ikinci maç seyircisiz oynanacak. Ama iş bitti demek amatörlük olur. Şurası çok iyi bilinmeli ki Plzen asla bir Bate Borisov değil. Ama Fenerbahçe için yüzde 90 oranında çeyrek finali yakaladı diyebiliriz.
Bu hafta Avrupa'da hakemler çok konuşuldu. UEFA bu nedenle büyük bir baskı altına girdi. Ama dün geceki İtalyan hakem gerçekten bir maçın ne kadar adil, ne kadar yumuşak ve ne kadar sakin yönetilebileceğinin çok büyük bir örneğini verdi.