Erol Bulut'un Gustavo, İrfan Can ve Pelkas'ın sakat, Mesut'un da hazır olmadığı orta sahasıyla oyunu kendi sahasında kabul etmesi bir tercih değil, mecburiyetti. Bu sayede Onyekuru'ya boş alan bırakmayacak, kendi hızlı adamı Samuel ile kontratağı arayacaktı. Galatasaray topa %60 sahip olduğu birçok maçta olduğu gibi şutu az düşünen ve final paslarını vermekte zorlanan oyunuyla Fenerbahçe'yi umutlandırdı. Linnes'in kötü ortaları, Onyekuru'ya yapılan sıkı savunma ve Emre Kılınç ile Belhanda'nın üretkenlikten uzak oyunu. 3 puan öndeki F.Bahçe, Beşiktaş'ın iki maçta 5 puan kaybettiği ve liderliği kaptırdığı dönemde risk almazdı. Alacaksa da bunu Erol Bulut ile yapmayacağı kesindi. Sosa, Gustavo'nun yokluğunda orta sahayı Ozan ile tutunca G.Saray'da Taylan'ın iyi oyununa ortak birilerinin olması gerekiyordu. İlk yarıdaki iki silik adam Belhanda'nın çaldığı top, Gustavo'nun yokluğunda göbekten delinen F.Bahçe savunması, Emre Kılınç'ın asisti ve Mohamed'in santrfor böyle vurur dedirten ve Altay'ı çaresiz bırakan şutu… 1-0 geriye düşen F.Bahçe'nin presle öne çıkacağını bilen G.Saray birinci bölgesinde oyunu kurarken hücumu beceremeyince devreye Fenerbahçe'nin serbest vuruşları girdi. İlk yarısında rekor faul olan derbide Fenerbahçe'nin beraberlik sayısı VAR'dan dönerken, oyuna sonradan giren isimler yeterli katkıyı yapmadı ya da fark yaratmadı. Çok eksik ezeli rakibine G.Saray puan kaptırsaydı, bu oyuncu performanslarının yetersizliğiyle anlatılırdı. Taktikle değil! Yeni golcüleriyle kazandılar, yeni adamlarıyla maçın sonunu getirdiler. Erol Bulut sezon içinde birçok maçta eleştiriyi hak etmiştir ama dün derbideki şanssızlığı sezonu sırtlayan Gustavo ve Pelkas'ın yokluğuydu… Dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan olmak istemedi maç başlarken. Bittiğinde bulguru da kaybetti.