Halilhodzic'in Trabzon'u yenilmiyordu ama yenemiyordu da! Yani ne kokuyordu ne de bulaşıyordu. Bir yiyordu bir atıyordu, iki yiyip iki atıyordu. 4 yiyip 4 atıyordu. Tabiri caizse "Ne kadar ekmek o kadar köfte" misali. Ama Trabzonspor'un kadrosu bu tarz bir kadro değil. Hadi Avrupa'yı bırak, Türkiye'de bayağı iş yapacak bir kadro var. Trabzon'da kaçak dövüşen futbolcular da vardı. Dün bakıyorum kim kaçak dövüşüyor diye dedektör ile arasam bulamayacak gibiydim. Herkes taşın altına elini koyuyor. Ama bir kişi hariç; Cardozo! Aslında çok iyi kumaş. Hani yanında daha kötü kumaşlar olsa "Ne yapayım kardeşim? Benim adım Hıdır yapacağım budur" diyebilir. Geldiği günden beri yüzde 30-40 ile oynuyor. Hadi Halilhodzic'e derdini anlatamadı diyelim. Ama bakıyoruz Ersun Yanal'la da oynadığı futbol aynı. O zaman biraz düşünecek ve kafasını kaldırıp sağ dışta oynayan takım kaptanına bir bakacak, yani Bosingwa'ya.. Aslında aralarında bir yaş fark var. Bosingwa 32 yaşında. Ama Bosingwa'nın kullandığı alanı düşünün, yaptıkları işleri düşünün. Hem indiriyor, hem bindiriyor, hem geçiyor, hem orta yapıyor, hem oyun kuruyor. Ayrıca ne rakibe, ne hakeme karşı küstahlığı yok; kendine de saygılı oynuyor, rakibe de. Eğer ülkemize gelecekse bu tip oyuncular gelsin.
Bizim bazı yerli terbiyesiz ve küstah oyuncuları gördükten sonra hem de milli takıma kadar yükselen ve de sonuna kadar korunan, Türk milletini isyan haline getirip futbol maçlarına gitmekten soğutan, Bosingwa gibi adamlar bize tuhaf geliyor. Bosingwa rüştünü ispat etmiş bir adam. Ama dönelim Trabzon'da bir de Mehmet Ekici diye rüştünü ispat etmeye çalışan her şeyiyle futbolcu biri daha var.
Sevgili kardeşim inşallah yolunda devam edersin. Çünkü çok iyi işler yapmaya aday birisin. Ama sakın bu küstah, terbiyesiz, ahlaksız ve sportmenlik dışı yerli ağabeylerine özenme. Bosingwa'ya bak, onu örnek al. Ne kadar büyürsen o kadar küçül. Çünkü Türk insanı "Yeter artık" diye bağırmaya başladı. Sen bakma TFF'ye ve direktörüne, bu yolda devam et. Mutlaka kazanırsın.