Bu hafta bittikten sonra 2 hafta daha eziyet var. Lig zaten kötüydü, artık angarya olmaya başladı. Her şey belli, futbolcuya da zulüm geliyor. Ama şunu yapabilirler: Mücadele ederler, zevk almaya bakarlar, pas yaparlar, şov yaparlar; hiç olmazsa son 2-3 haftada bir şeyler gösterirler seyirciye. Ama nerdee... 90 dakikaya baktığınızda Başakşehir, G.Saray'a göre sahaya daha iyi yayılıyor, daha akıllı oynuyorlar. Yani çalışmışlar. G.Saray'da hiç bir şey yok, tamamen bireysel. Yani G.Saray kötü değil, çok kötü.
Maçın sonlarına doğru kendisine hiç top gelmeyen Mohamed oyundan çıktı, yerine Gomis girdi. Bir pozisyonda Gomis'e araya top attılar. Rakip defans oyuncusu Epureanu ile Gomis'in topa yakınlıkları iki misli. Yani top Gomis'e 4 metre yakında, Epureanu'ya ise 8 metre. İkisi de depara kalktılar. Topu 35 yaşındaki Epureanu kazandı. Peki Gomis'in yaşı kaç? O da 36 yaşında. Yani yaşları aynı. Ama Afrikalı oyuncuların nüfus cüzdanları sanırım 4-5 sene sonra çıkıyor. Bunu dünyada bilmeyen yok.
İki takım arasındaki fark şuydu: Galatasaray'ın kalesinden Muslera'yı alın dün gece, bir başka kaleci koyun. Maç kaç kaç biterdi? Fazla söze gerek yok, işte size maçın özeti. Başakşehir dün gece Galatasaray kalesini 21 kez yokladı, bunların 10'u da isabetliydi. Bu da demek oluyor ki; Muslera kalesinde sağlam durdu!
Peki maç boyunca Galatasaray kaç şut atmış rakip kaleye. Sadece 4'ü isabetli 11 şut. Peki, rakip ceza alanına kaç kez girmişler? Zaten ona da baktığınızda ortaya çıkan sonuç şu; bir puanı kazanan Galatasaray görünüyor, iki puanı kaybeden takım ise Başakşehir.
