Teknik Direktör Bülent Korkmaz'ın göreve geldikten sonra takımın eksik olan fizik gücünü düzeltmesi ve de en önemli ilkesi olan iyi yerleşen ve alan daraltan savunma kurgusunu göz önüne aldığımda Beşiktaş'ı zor bir maçın beklediğini tahmin ediyordum. İlk devre futbol kalitesi vasatı aşmasa da tempolu, mücadeleli ve kıran kırana bir futbol izledik. Beşiktaş çok istekli olmasına ve koşmasına rağmen rakibin alan savunmasını arızaya uğratacak kreasyonları yapamadı. Almeida, fizik gücü kuvvetli iki stoper karşısında çok zorlandı. Sol kulvar işlemedi. Çünkü hem Emre'nin kanat bindirmesi özelliği yeterli değildi hem de Olcay'la arasında uyum yoktu. Orta sahada Oğuzhan, Veli ve Necip defans kulvarlarına girecek genişlikler bulamadılar. Hücum girişimlerinde Hilbert katkısı ile rakibi tehdit eden bir numaralı isim Holosko'ydu. Beşiktaş skor dezavantajına düştükten sonra kısa sürede beraberliği bulunca moral kaybına uğramadı.
İkinci devre de aynı görüntüde başladı. Belediye'nin takım savunması karşısında pozisyon sıkıntıları yine gündemdeydi. Bu arada çok kritik bir anda Beşiktaş hazırlanışı ve yapılışıyla mükemmel bir golle skor avantajı yakaladı. Artık istenilen ortam oluşmuştu. Rakip mecburen risk alacak Beşiktaş'ın da çabuk oyuncularına istedikleri genişlik kalacaktı. Ancak golden sonra oyuna giren Doka, kısa sürede bir şans golü atınca yine Beşiktaş'ın bütün planları bozuldu. İlk devrenin aktif ismi Holosko'nun ikinci devrede olumlu katkı veremeyişi, Samet Aybaba'nın Fernandes ve Uğur Boral'la yaptığı iki hamle de (bana göre yanlıştı) hücum gücünü tamamen bitirince çok önemli iki puan kaybedildi.
Geçtiğimiz salı günkü köşe yazımda Beşiktaş'ın en büyük sıkıntısının kontrollü anlayışı uygulayamamak ve de iyi yerleşimli alan savunmalarına karşı sıkıntı yaşadığını yazmıştım. Bunun için devre arasında ki güçlü rakiplerle yapılan hazırlık maçlarında Samet Aybaba'nın ideal kadroyu oynatmamasının yanlış olduğunu da belirtmiştim. Bu maçta da bu eksiklikler ciddi şekilde göze çarptı.