Siyasetle ilgilenenler, özellikle sosyal demokratım diyenler, birbirine soruyor: CHP'de ne olur? Muhalifler ne yapar? Baykal bırakır mı?
Bir şey olmaz..
Muhalifler üç gün konuşur, susar..
Baykal koltuğunu bırakmaz..
Bu yargıya nasıl mı vardım?
CHP'nin yönetim yapısı ile Baykal'ın seçimden önceki ruh haline baktığımız zaman, bu partide uzun süre bir şeylerin değişmeyeceği hemen görülür..
Önce ruh haline bakalım..
Baykal yerel seçime iktidar partisinin yüzde 15'lik avantajla, muhalefetin ise yüzde 10 dezatantajla girdiğini düşünüyordu..
Bu bakışının anlamı şu:
Seçim sonuçlarını önünüze koyun, iktidardan yüzde 15 düşün, bize yüzde 10 ekleyin.. Gerçek sonuç budur..
Gelelim can alıcı noktaya..
CHP'nin seçim gezisine katılan, yolda Baykal ile uzun bir görüşme yapan Hürriyet'ten Şükrü Küçükşahin, CHP liderinin bakışını şöyle özetliyordu:
"Baykal bazı illerde, 3 Kasım'daki oyları ile kıyasladığında, kendisini hayrete düşüren kalabalıklarla karşılaşmış. Ancak ilginin oya dönüşmesini bu seçimde değil, genel seçimde bekliyor."
Yani Baykal, seçim sonrasının hazırlığını, seçim öncesinde yapmış..
'Bize ilgi büyük ama bu seçimde oy vermeyecekler' diyor..
Ne zaman verecekler?
Bir sonraki seçimde.. Yani 3.5 yıl sonra..
Böyle düşünen, bu saptamayı yapan, bunun doğruluğuna yürekten inanan bir lider 'başarılı olamadık' der mi? En geç 2007'de yapılacak seçimi beklemez mi?
Bekler..
Baykal'ı beklemeye iten bir başka nokta daha var..
CHP lideri iki partili sistemin süreceğine, hatta yerleşeceğine inanıyor.. İki partili bir sistemde iktidar partisi yorulursa, yıpranırsa yerine kim gelir?
Muhalefetteki parti..
İki partili sistemin özü budur.. Biri gider, diğeri gelir.. Dört yılda bir, sekiz yılda bir yer değiştirirler..
Bu nedenle CHP'de genel seçime kadar hiçbir değişiklik olmaz.. Homurtular birkaç gün daha sürer, sonra ortalık yine sütliman olur..
Gelelim CHP'nin yapısına..
CHP'nin genel merkezi, yönetim kadrosu Baykal'a bağlı, ona karşı çıkmayacak kişilerden kurulu..
CHP'yi şu anda yıllardır Baykal'ın yanında olan, sesini yükseltmeyen, karşı çıkmayan, sözünü dinleyen bir ekip yönetiyor..
Bu ekip örgütün büyük çoğunluğuna hakim.. Zaten CHP'yi yıllardır onlar dizayn etti.. Bu yüzden güçlü bir muhalif hareketin çıkması da imkânsız..
Zaten Baykal istese bile genel merkezdeki ekip onu bırakmaz ki.. Baykal gerçekten gittiği gün kendilerinin de gideceğini, politik yaşamlarının noktalanacağını veya etkisizleşeceklerini çok iyi bilirler..
Peki Kemal Derviş bir çıkış yapar mı?
Hayır..
Çünkü onun örgüt üstünde gücü yok..
İşin doğrusu niyeti de yok.. Gördüğüm kadarıyla teorik olarak sosyal demokrasinin açılım yapmasıyla uğraşıyor.. Müslümanlar'ın da solcu olabileceğini göstermeye çalışıyor.. CHP'de bu anlamda bir değişim istiyor..
Ama onun da yanıldığı bir nokta var: CHP Genel Merkezi değişmeden CHP değişmez..