17 aralık krizi başladığı zaman bir tek şey yazmıştım..
"Soğukkanlı olmamız gerek.."
Açılan soruşturmalar ve izleyen yargı süreci yasalarımıza göre, konuşmayı, elde edilen (Daha doğrusu sızdırılan) bilgileri açıklamayı, fikir ileri sürmeyi yasaklıyordu.
Ergenekon, Balyoz ve benzeri tüm davalar açıldığında da, hep ayni şeyi söylemiştim.
"Hakkında kesin mahkumiyet kararı verilene dek, herkes masumdur ve bu süreç içinde yargıyı etkileyecek şeyler söylemek ve yazmak suçtur."
Kimsenin umurunda değildi, yasalar. Herkes işine geleni açıklıyor, işine geldiği gibi yorumluyor, Yargı Gücü'nden de "Gık" çıkmıyordu.
Şimdi de durum ayni..
Adalet karşısında "Senin suçlun, benim suçlum" ayrımı yoktur. Yıllarca hukuk okumuş, hukuku savunmuş benim için hiç yoktur.
Ben, başından beri bir tek şeye, "Zırt, pırt tutuklamaya ve tutuklama süresinin mahkumiyete dönüşmesine" itiraz ettim. Bugün de itirazım değişmiyor.
Ama, benim gibi düşünen ve davrananların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Siyasal liderlerden, köşe yazarlarına, oradan mahalle kahvelerine kadar, herkes dün söylediklerini unutmuş, bugün tam tersini rahatça söyleyebiliyor.
Belli ki tartışmalar sürecek. Bu ülkede demokrasi varsa, olmasını istiyorsak, sürmeli de. Gerçeğe ancak tartışmalar sonunda ulaşabileceğimizi atalarımız bin yıl önce söylemiş.
Ama şuna dikkat etmeliyiz.
Tartışırken ortamı germememiz gerek..
Çünkü, ekonomi, dünyanın en hassas, en buluttan nem kapan kurumu.
Günümüzde dünya ekonomisi zaten sallanıyor. Başta Amerika.. Sadece Çin'e 16 trilyon borç nasıl ödenecek bilen yok. Bilinen.. Anketler gösteriyor ki, Obama, tarihin en çok güven kaybeden Başkanı..
Tüm Avrupa'nın ve süper güçlerin desteğine rağmen, Yunanistan kan ağlıyor. Dün gazetelerde okuduk. Binlerce Yunanlı vergisini ödeyemediği için arabasını iade etmiş. Zaten benzin alacak parası yok. Kullanamıyor. Bir de niye vergisini ödesin ki..
İtalya, İspanya farklı durumda mı?.
Dünya karmakarışıkken, Türk ekonomisi sarsılırsa, sonumuz nereye varır?.
Merkez Bankası Başkanı, "2014'e dolar 1.92'de girer" demişti. 17 Aralık'tan bu yana rekor üzerine rekor kırıyor. 2.20'ye dayandı. Euro 3 lira..
Millet enflasyondan korktuğu için parasını dolara ve euroya yatırmaya başlayınca, Merkez Bankası'nın her gün yarım milyar dolar satması da işe yaramadı.
Peki bu gidiş durdurulmazsa, dolar alır başını giderse ne olur?.
Artan dolar ilk enerji fiyatlarını vurur. Evlerde, ısınma, aydınlanma başta pahalılık başlar. Enerjiyi en fazla kullanan sanayide maliyetler yükselir. Pahalılık ülkenin tümüne yansır. Kriz krizi çeker. Dolar daha çok yükselir. Dolar yükseldikçe pahalılık daha çok artar. Yani bir kısır döngünün içine öyle gireriz ki, dünya ekonomik kriz içindeyken ayakta kalmayı başaran ve örnek gösterilen Türk ekonomisi de çöker.
Ekonomik çöküntü de ilk olarak iktidarı götürür.
DSP, MHP ve ANAP koalisyonunun niye çöküp, AKP iktidarının nasıl başladığını hatırlayın.
Soğukkanlı olamazsak, kapının önünde öyle bir ekonomik kriz bekliyor ki, iktidar değişse, gelen geldiğine pişman olur.
İşte "Hepimiz soğukkanlı olmalıyız. Başta, Başbakan.." deyişimin sebebi bu..
Yani soğukkanlı olması gereken, ortamı germekten en başta kaçınması lazım gelen kişi Sayın Başbakan..
Son aylarda onu hemen her gün, hatta saatlerce izler olduk. Hemen hepsinde öfkeliydi ve bağırıyordu.
Danışmanları onu, bu tavrın yaklaşan yerel seçimlerde yararlı olduğuna inandırmış olabilirler. Kısa vadede olabilir de..
Ama genel seçimler, yani asıl seçimler uzun vadede.. Yani bugünkü gerginliğin getireceği ekonomik sıkıntının asıl patlak vereceği dönemde..
O zaman, başbakanın daha akıllı, daha uzun vadeyi düşünebilen, daha ileri görüşlü danışmanlara ihtiyacı var.
Düşünün.. Ekranda güler yüzüyle konuşan, şakalar yapan, balkon konuşmalarında olduğu gibi 76 milyonun tamamını kucaklayan bir başbakana ne kadar hasret kaldı bu millet.. Öyle bir başbakan görünse hep ekranlarda, mesela arka arkaya 10 gün..
Dolar 2 liranın altına düşmezse, ben bir şey bilmiyorum.. Özür diler, gönüllü danışmanlıktan vaz geçerim..
Lütfen, ama lütfen unutmayalım..
Bu ülke hepimizin ve hepimiz ayni gemideyiz..
Ortamı daha fazla germemek, başta Başbakan, hepimizin, ama hepimizin görevi..
