Şehitler anısına oynanan Yıldızlar Maçı'nın canlı yayınını, bir saat öncesinden, son dakikasına kadar CNN'den izledim.
Nasıl güzelliklerle dolu bir geceydi, izlediyseniz, gördünüz, duygulandınız. İzlemediyseniz dün gazetelerde okudunuz.. Yeniden anlatmama gerek yok.. Ama bir şeyi söylemek istiyorum..
O geceden aklımda kalan ilk görüntü ne oldu bilir misiniz?. Dün sabah uyandığımda, ilk hatırladığım..
Bir ara tribünleri gösterdi kamera, yakından tarayarak.. Berat Albayrak oturuyordu.. Eski patronum. Şimdinin Enerji Bakanı..
Ve, Berat Albayrak gülümsüyordu...
Hepsi o!..
Gülümsüyordu..
Gülümseyen bir siyasetçi yüzüne ne kadar hasret kalmışım anlayın..
Şimdi o "Gülümseyen" Bakan'dan ricam var..
"Dün sabah kalktığımda.." dedim..
Saat 8.10'da TRT Nağme uyandırır beni her sabah.. Kalkar, panjurları açarım. İçeri ışık dolar.. Bahçedeki yuvalarında yatan kedilerim pencereye doğru koşar bana "Hadi bahçe kapısını aç, bize mama ver" derler.
Dün sabah panjurlar kalkarken içeri ışık değil, gece doldu, Sevgili Bakanım!.
Haftalardır böyle oluyor. Türkiye, ruhen olduğu yetmezmiş gibi, bir de fiilen karanlığa uyanıyor..
Bu vatan için her türlü fedakârlığı yapalım.. Ama rakamlar belli oldu.. Hele de minnacık ilkokul çocuklarını karanlıkta yollara düşüren "Yaz saati" uygulamasının kârı 2.5 milyar lira imiş.. Hepsi, ama hepsi o..
"Yaptığın hayır, ürküttüğün kurbağaya değmeli" derler, bizim Kilis'te..
Şimdi, Osmangazi, Yavuz Sultan Selim Köprüleri yapan, Avrasya Tüneli açan, Avrupa'nın en büyük havaalanını, çevre yolları ve metrosu ile inşa eden, Marmara ile Karadeniz arasına "İkinci Boğaz" açmak gibi çılgın bir projeyi düşünen ve uygulamaya koyan Türkiye için 2.5 milyar lira, kabak çekirdeği parası değildir, Sayın Bakanım..
O zaman, bu gerçekten iç karartıcı uygulamada ısrar neden?.
"İyi niyetle bir hesap yaptık. Çarşıya uymadı. Kararı geri aldık" deseniz, hükümetinizin saygınlığı, güvenirliği artar. "Bunlar inatçı, dediğim dedikçi değil" diye sevecenliğiniz de..
Doğru.. Bizde "Düzeltme, düzeltmeye yardımcı olma" değil, "Yıpratma" muhalefeti var. Bu kararı alırsanız, size teşekkür eden muhalif çıkmaz. Tam tersine bir saldırı fırtınası başlar.. Sosyal medyadan, yazılı ve görüntülü basına, miting meydanlarından, Meclis kürsülerine..
Hatayı düzeltmeyi alkışlayacaklarına, söylemedik laf bırakmazlar.
Bu ülkede "Muhalefet anlayışı" ne yazık ki bu..
Bir karar alırsın.. Yerden yere vururlar.. Durmadan vurur, her gün vururlar.
"Adamlar haklı" dersin, düzeltirsin.. Gene yerden yere vururlar..
Gazeteciliğimin 60'ıncı yılına giriyorum.. Bu anlayışın değiştiğine çok az şahit oldum..
Ama Sevgili Berat Bakanım,
Siz genç ve geleceği olan bir siyaset adamısınız..
Halkın oyları ile oraya geldiniz. Halkınız neler istiyor ona bakın.. İşleri yakmak, yıkmak, dağıtmak olan trollere göre değil, bizim için yönetin...
Hatadan dönmek fazilettir. Hele de "Devlet Adamları" için!.
