Yani son zamanlarda salonlarımızı saran ve de dolduran, genelde Marvel, aksiyon filmleri içinde en bayıldığım oldu, X-Men: Dark Phoenix.. Phoenix, Anka Kuşu'dur İngilizcede.. Mitolojide kendi küllerinden yeniden doğan kuş..
Niye bayıldım?.
Bir defa aksiyon sahneleri müthiş kere müthiş.. Hele bir trende dövüş sahnesi var ki, bu tür sahneler yarıştırılsa, Oscar alır..
İkincisi, bu müthiş aksiyonları bağlayan öykü, "Aile.. Dostluk.. Sevgi" mesajı veriyor. En harika, en insancıl duyguları beyinlere gönderen film, kavga, dövüş, ölüm, öldürme sahneleriyle dolu..
Gelin benim yerimde olun da bayılmayın..
Çok da harika bir kadrosu var..
Daha önceki filmlerde Dünyayı Kurtaran Mutant, yani genleri değiştirilmiş özel insanlardan oluşan X-Menler, bu defa kendi içlerinden Phoenix'e karşı savaşıyorlar. Çünkü Uzay'dan gelen bir güç, Phoenix'te bir değişikliğe daha sebep oluyor ve onu Karanlık Güç'e çekiyor. Dark (Kara) Phoenix adı da buradan zaten.
Phoenix'i, bu defa Game Of Thrones/ Taht Oyunları dizisinden Sophie Turner hem de harika oynuyor.
Eski dostlar, Michael Fassbinder, James McAvoy ve Jennifer Lawrence başta, hepsi var. Bir de Uzay'dan geleni oynayan Jessica Chastain var ki, büyük ikramiye..
Eleştirmenlerimiz bu filmi beğenmedi..
Hep söylüyorum.. Ben film ithalatçısı olsam, filmlerime vizyon öncesi, basın gösterimi yapmam.. Bunlar yazılarını gazete okurlarına değil, birbirlerine yazıyorlar. Birlikte izleyince de birbirlerini şartlıyorlar..
Onların dilinde de Amerikan filmlerini beğenmek ayıp, aksiyon filmlerine "İyi" demek günah ya!.
Benim yaptığımı yapın Sevgili Okurlar..
Onların beğenmediklerine koşarak gidin.. Eğlenecek, hoşça vakit geçireceksiniz!.