Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Bilmem ‘Bizim üniversitelilerde tık yok’ diyenler utanırlar mı?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

ABD başta olmak üzere tüm Avrupa kentlerindeki üniversiteler kazan gibi kaynıyor.
Dalga dalga yayılan Filistin'e destek eylemleri, Vietnam'ın işgaline karşı başlayan 68 kuşağı eylemlerini akıllara getiriyor.
Tek fark, 21 Mayıs 1968'de Sorbonne Üniversitesi işgalinde Sartre'a biber gazı sıkan polislerin yerini, ABD'deki Emory Üniversitesi'nde öğrencilerin eylemine müdahale eden ulusal muhafızlar almış. Onlar da Felsefe Bölümü Başkanı feminist Profesör Noelle McAfee'yi falan ters kelepçeyle gözaltına alıyorlar.



Kim ne derse desin, pandemide küreselcilerin kuklasına dönen, Büyük Birader "gir" deyince evine giren, "çık" deyince sokağa çıkan ABD'deki demokrat (sol) kamuoyunun, Filistin meselesinde İsrail'in karşısında konumlanmaları her açıdan umut verici.
Dünyadaki bu gidişat hâliyle bizdeki üniversitelerle kıyaslanıyor.
"Sağcısıyla solcusuyla tüm dünya gençliğini şoka sokup kendine getiren İsrail'in soykırımı karşısında bizim X kuşağı oralı bile değil" diye yakınılıyor.
Evet, ne bir eylem bir basın açıklaması.
Ama haklarını yemeyelim.
Mesela, yukarıdaki kare, dünya gençliği sokaktayken Boğaziçi Üniversitesi'nde çekildi.
"Ota çiçeğe, okullarındaki hangi bürokratik makama kimin atanacağına kadar her konuda eylem yapan bizim çocuklar nerelerde?" diye soranlar, yukarıdaki fotoğrafa bakıp bilmem utanırlar mı?

***

SİYASETTE KARTLAR YENİDEN KARILIYOR!

90'larda milliyetçi siyasetin önemli figürlerinden olan Namık Kemal Zeybek, sosyal medya hesabından yeni ittifaklarını duyurdu:
Cumhuriyet değerlerine bağlı partiler ortaklığı (ABC sırasıyla) 1. Adalet Partisi, 2. Ata Parti, 3. Doğru Parti, 4. Milliyetçi Türkiye Partisi, 5. Yurt Partisi genel başkanları bugün yaptıkları toplantıda, cumhuriyetin temel değerleri duyarlılığında, birlikte davranmak konusunda anlaşmaya varmışlardır. Bu birliktelik yeni partilerin, gönüllü kuruluşların, kitle örgütlerinin, ilkeli toplulukların katılımıyla gelişecek, ülkemizin geleceği konusunda olumlu katkılar sağlayacaktır.
Bu partilerin adını ilk kez duyuyor olabilirsiniz ama girişimi küçümsemeyin, büyük konuşmayın derim.
Zira seçim dönemi tabela partileri yılların kurumsal partilerinden daha kârlı oluyor.
Son seçimlerde aldıkları oy bindelerle ifade edilen DEVA Partisi'nin ve Gelecek Partisi'nin Meclis'te onlarca milletvekili var?
İşin gücün de yoksa, 2028'e bugünden yatırım yapmanın nesi kötü? Piyango bileti almaktan iyi olduğu kesin.

***

AKŞENER OLMASI GEREKENİ YAPTI

Sonra yeniden oturmaya mecbur edilse de Meral Akşener, 6'lı Masa'dan kalkmaya cüret ederek, siyasette koltuk dışında öncelikleri olduğunu gösterdi.
Dün de İyi Parti'nin 5. Olağanüstü Kurultayı vardı. 4 ismin genel başkanlık için yarıştığı kurultayda kürsüye çıkan Akşener, duygusal bir konuşma yaptı. Akşener, konuşmasının sonunda vedasını John F. Kennedy'nin, "Zaferin binlerce babası vardır fakat yenilgi yetimdir" sözüyle yaptı. Yenilgiyi evlat edindi.



Akşener'in vedasının bir projenin ayağı olduğunu iddia edenler de var ama ben kişisel, samimi bir karar olduğuna inanıyorum.
Başka ne yapacaktı ki?
Artık İyi Parti'nin adı var, tabanı yok.
Eskiden arada denk gelirdim, şimdi İyi Partiliyim diyen tek bir kişiye rastlamıyorum.
En fazla 2028'e kadar İyi Parti'nin Meclis'teki milletvekilleri birtakım pazarlıkların konusu olabilir, o da artık Meral Hanım'ı yorar.

***

BURASI KADIKÖY, BURADAN ÇIKIŞ YOK!

İstanbul'da trafik kaput.
Artık yalnızca mesai saatlerinde değil, sabahın köründen gece yarılarına kadar trafik var. Köprülerin hâlinden bahsetmiyorum bile. Ama hiçbir yerin yoğunluğu Kadıköy'ün trafiğiyle kıyaslanamaz.
Moda'dan Bağdat Caddesi'ne, Boğa'dan Caddebostan'a trafiğe girmek var, çıkmak yok.
Evet, ilçenin ziyaretçi yoğunluğu fazla. Öyle ki zaman zaman çevik kuvvet, içip dağıtan gruplara müdahale ediyor. Ancak Eminönü, Taksim gibi turistik bölgelerde bile böyle bir karmaşa yok.
Gözlediğim kadarıyla en büyük sorun kentsel dönüşüm. Park yeri olmayan daracık sokaklardaki kentsel dönüşüm inşaatları trafiğin anasını ağlatıyor. Yol verme kavgalarında kan akıyor.
İşin kötüsü, kentsel dönüşüm icraatı bitince durum daha da içinden çıkılmaz bir hâl alacak gibi. Zira bölgenin 10-15 daireli karakteristik apartmanları, gökdelenlerle yarışan dev camekânlara dönüştürülüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA