Gençlerbirliği de teknik direktörlük konusunda
Fenerbahçe, Galatasaray ve
Beşiktaş gibi özüne döndü.
Fenerbahçe Aykut Kocaman'ı, Galatasaray Fatih Terim'i ve
Beşiktaş'ta Samet Aybaba gibi kendi bünyesinden çıkan teknik adamları takımın başına getirdi. Bu 3 isim lig sıralamasında da ilk 3 basamağı paylaştı.
Başkent'in Spor Toto Süper Lig'deki tek temsilcisi
Gençlerbirliği, uzun yıllardan beri istediği başarıyı bir türlü elde edemiyor.
Başkan İlhan Cavcav da 3 büyük kulübün yaptığını gerçekleştirdi ve önümüzdeki sezon için takımın başına eski futbolcusu
Metin Diyadin'i getirdi.
Diyadin, aslında bu görevi yıllar öncesinde hak etmişti. Çalışkanlığı ve idealist kimliği ile gittiği her takımda başarıyı yakaladı. Birçok takıma şampiyonluk sevinci yaşattı.
Gençlerbirliği OFTAŞ,
Kasımpaşa ve
Orduspor'daki başarılarını unutmak mümkün değil. Çünkü, bu 3 takıma da Süper Lig kapısını açan tek adam oldu.
Eskişehirspor'da Çaykur Rizespor'da Trabzonspor'da görev aldı. Hiçbir bir zaman prensiplerinden taviz vermedi.
1988 yılında
Metin Diyadin Gençlerbirliği formasını giyerken,
Tercüman Gazetesi'nde spor muhabiri olarak göreve başladım. O dönemlerde
Gençlerbirliği takımını
Tercüman Gazetesi'nden Gürhan Gürer ağabey takip ederdi. Fırsat buldukça şimşeklerin idmanını izlerdim. 10 yıl boyunca kırmızı-siyahlı formayı terleten ve 6 yıl kaptanlık yapan
Metin Diyadin, gençlere hep örnek oldu. Zaten mükafatını da
Fenerbahçe'ye transfer olarak aldı. İnanıyorum ki
Gençlerbirliği takımı aradığı başarıyı
Metin Diyadin ve ekibi ile yaşayacaktır.
Dünkü
Bursaspor maçı ile
Beştepe'ye veda eden
Fuat Çapa da kırmızı-siyahlı ekibe büyük katkılar sundu. Ancak,
Çapa ile istenilen başarı bir türlü gelmedi.
Çapa taraftarın ve futbolcuların sevdiği bir teknik adam olarak hafızalarda kalacaktır.
Cavcav ile anlaşarak ayrılması ve dost kalınması,
Çapa'ya kapının her zaman açık olduğunun işaretidir. Her iki tarafta birbirinden memnun ayrıldı. Belki ileride yine yollar
Beştepe'de kesişebilir.