Çocuklarınız için şahane bir hafta sonu ve müthiş bir karne hediyesi olabilecek bir köşe; Yeditepeli şehrin en masum köşesi İstanbul Oyuncak Müzesi. Oyuncaklarla dolu bir konağın içinde "Do, bir külah dondurma" dizelerini mırıldanarak geçireceğiniz bir gün... Çocuğunuz sevinçle odalarda koştururken, siz de çocukluğunuza döneceksiniz, "Bana biraz çocukluğunuzdan söz edin," diyen biri ve uzandığınız bir koltuk da olmadan üstelik... Çocukluğunuza ait figürlerle karşılaştığınız her salon sizi, ardında sakladığı elma şekerini uzatan babanıza sunduğunuz o kocaman gülümsemeyle buluşturacak yeniden. Sanki hiç büyümemişsiniz, sanki çift basamaklı değilmiş gibi yaşınız... İstanbul oyuncak Müzesi şair-yazar Sunay Akın'ın ailesinden kalma Göztepe'de bir köşk. 23 Nisan 2005'ten beri hizmette. Fakat mazisi tam 20 yıla dayanıyor. Akın tam 20 yıl önce karar veriyor bir oyuncak müzesi kurmaya ve oyuncakları toplamaya soyunuyor. O günlerden bugünlere hâlâ oyuncakları toplama sevdası bitmemiş Akın'ın. Hâlâ açık artırmalara girip, en nadide parçaları toplamaya gayret gösteriyor. Dolayısıyla müzedeki her oyuncak tarihe ışık tutuyor. Örneğin, Hitler'in yaptırılmasını istediği Alman askerleri figürleri: İkinci Dünya Savaşı'ndan önce, Hitler iktidara geldiğinde ilk iş, bu oyuncakları yaptırıyor oyuncak fabrikalarına. Amaç aslında çocukları savaşa hazırlamak; Hitler gibi olmak, Hitler'in askeri olmak duygusunu onlara aşılayabilmek. Bu askerlere baktığımızda, bildiğimiz asker figürlerinden çok farklı, tıraş olan, yemek yiyen, hayal kuran minik asker figürleri görüyoruz. Bir nevi savaşı doğal bir süreç olarak sunmuş oyuncaklar bunlar. Zaten çok geçmeden, çocuklar kendilerini sıcak savaşın içinde buluyorlar o dönemde. Müzenin Halkla İlişkiler Müdürü Başak Ellibeş'in anlattığı bu hikâyeleri dinlerken etkilenmemek mümkün değil. Müzede dolanırken her yanda ayrı ayrı konseptlerde sergilenen onlarca oyuncak sizi kendine çekiyor. Bir yandan da yanınızda koşturan çocukların neşeli sesleriyle huzur doluyor içiniz. Kız çocuklarının büyülenmiş gözlerle inceledikleri porselen bebeklerin sergilendiği camekanın içinde sanki yeniymişçesine dimdik ayakta duran bebeklerin yine insanın içini burkan hikâyesini dinleyince oyuncak deyip geçtiğimiz şeylerin aslında tarihin, kültürün en büyük parçalarından olduğunu düşünüyorsunuz. Bu porselen bebeklerin saçlarının gerçek insan saçından yapıldığını anlatıyor Başak Ellibeş. O dönemlerde fakir kadınlar saçlarını kestirip oyuncak fabrikalarına satarlar ve zengin kadınlar da bu saçlarla yapılmış bebekleri alıp çocuklarını sevindirirlermiş. Camekandaki bebeklerin saçlarına bakınca aklınıza üşüşen düşüncelerden kurtulmak için hemen başka oyuncaklara yöneliyorsunuz. Birkaç adımda ulaştığınız uzay odası sizi karanlık karşılıyor önce, tavanda minik yıldızların olduğu gözlerden kaçmıyor. Sonra tren odası, bebek evleri, şovalyeler, Kızılderililer, Fransızların yapmış olduğu Osmanlı asker figürleri... Her yerden tarih fışkırıyor, her yerden çocukluğunuz ve biraz buruk bile olsa huzur.
Çocuklar için turlar
Siz dilerseniz tek başınıza gezerken müzeyi, çocuğunuz da arkadaşlarıyla beraber eğlenerek masallar eşliğinde gezebiliyor. Çocuklar için düzenlenen turlarda, çeşitli oyunlarla süsleniyor müzeyi gezme işi. Örneğin, iki kayıp arkadaşlarını arıyorlar müze içinde, ipuçlarını takip edip sürprizlerle eğleniyorlar. Uzay odasında göktaşı yağmuru anonsu duyulunca kendilerini oradan oraya atıp gülüşüyorlar. En sonunda da kendilerini müzede sergilenen herhangi bir oyuncağın yerine koymaları isteniyor ve o oyuncağın müzeye geliş hikayesini yazarak yahut çizerek anlatmaları istenen bir atölye çalışması ile sonlanıyor gezileri. Müze yaz dönemi için çocuklara güzel etkinlikler de hazırlamış. Etkinliklerin hepsi çocukların hem yaratıcılığını geliştiriyor, hem yeni bilgiler öğrenmesini sağlıyor ve elbette eğlendiriyor.
Theo Dede ile tahta oyuncak boyama atölyesi
Theo Dede, 1927 yılında Hollanda'da doğmuş 12 yıldır İstanbul'da yaşayan, çocukların çok iyi anlaştığı şeker mi şeker tonton bir dede. Her Pazar Theo Dede eşliğinde çocuklar tahtadan yapılmış oyuncakları boyayarak keyifli dakikalar geçiriyorlar.
Fosil Keşif Atölyesi
Çocuğunuz kumlarla oynamayı seviyor mu? Belgesellere meraklı mı? İşte fosil keşif atölyesi de küçük bir belgesel gibi ve bu belgeseldeki bilim adamları, sizin çocuklarınız. Fosil neye benzer?, Nedir? Nerede bulunur? gibi soruların cevaplarını öğrenen çocuklar, keşif kazısıyla kum havuzunun içindeki fosilleri buluyorlar. Küçük araştırmacılar Paleontolog Doktor Nuran Filoreau ile beraber eğlenirken öğreniyorlar. Ayrıca istek doğrultusunda Fosil Keşif Atölyesi İngilizce ve Fransızca olarak da yapılabiliyor.
Model Uçak Atölyesi
Havacılık küçük yaşlarda sevilmeye başlanacak bir tutku. İşte Oyuncak Müzesi'nde çocuklarınız model uçak yaparken bir yandan da havacılıkla ilgili bilgiler alacak ve Müze'nin içindeki model uçakları görüp havacılığın gelişen tarihi hakkında çok şey öğrenecekler. 6-10 ve 10-14 yaş çin düzenlenen atölyede çocuklar hem el becerilerini, hem de yaratıcılıklarını geliştirecekler.
Drama Yaz Okulu
7 Ağustos'a kadar 4-6 ve 7-14 yaş arası çocukların katılabileceği bir drama kursu hazırlanıyor. Bu kursta çocuklar güzel konuşma, diksiyon, beden dili, kendine güven, topluluk önünde konuşma gibi konularda eğitim alacak, aynı zamanda yine çok eğlenecekler. Eğitim süresi haftada iki gün, ve toplam kurs süresi yedi hafta. Kurs bitiminde de çocukların performanslarını sergileyecekleri bir gösteri yapılacak. Ayrıca Oyuncak Müzesi'nin alt katında her yanı oyuncaklarla bezenmiş, şirin mi şirin bir kafeterya bulunmakta. Sevimli dekoru ve güneş alan ferah ambiyansıyla çocuklar için biçilmiş kaftan. Bu kafeteryada isteyenler çocukları için, isteyenler de kendi içlerinde barındırdıkları çocuklar için doğum günü partileri verebiliyorlar.